TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın Dünya Bankası Grubu Türkiye Semineri Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın Dünya Bankası Grubu Türkiye Semineri Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan’ın, 27 Şubat 2006 tarihinde İzmir'de yaptığı Dünya Bankası Grubu Türkiye Semineri Konuşması.

Değerli Konuklar,

TÜRKONFED ve BASİFED adına hepinize hoş geldiniz diyorum. Dünya Bankası Grubu’nun değerli uzmanlarına, deneyimlerini bizler paylaşacak Yaşar Holding ve TAV Holding katılımcıları ile TÜSİAD’a, verdikleri destek için teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca İzmir Başkanlar Kurulu’nun değerli başkanlarına ve bugün aramızda olan üyelerine de seminerimize gösterdikleri ilgi nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum.

Hepimizin yakından takip ettiği ve Bülent Bey’in de belirttiği gibi ülke ekonomimiz ve onun oyuncuları olarak bizler, geçtiğimiz yıllar içinde çok büyük bir sınav verdik. Önce tarihimizin en büyük ekonomik krizini yaşadık, sonra dünyayı bile hayrete düşürecek bir kararlılık göstererek bugünkü ümit vadeden seviyelere geldik.

Yakaladığımız siyasi ve ekonomik istikrar her ne kadar ekonomimiz ile ilgili pek çok rakamı bizler için daha ümit vaat eder bir hale getirdiyse de, içinde bulunduğumuz piyasa şartlarında iş yapan biz iş insanları, hala bazı alanlarda sorunlar yaşıyoruz. Enflasyonun hedeflenen düzeylerin de altına inmesi, bazıları için mucize gibi görünen büyüme oranlarına erişilmesi gibi başarıları sonuçlara karşın bunların istihdamın artırılmasına yansımasının yeterli düzeyde olmaması buna bir örnektir. Bir diğer önemli gösterge de belki de ekonomimizin iyileşme sürecinin bir yan etkisi olarak yorumlayabileceğimiz cari açığımız.

Ekonomimiz krizin etkilerini üzerinden tamamen silme ve iyileşme sürecini sürdürülebilir kılma dönemindedir. Bünyesinde 8 Bin’e yakın KOBİ’yi barındıran Türkiye’nin en büyük gönüllü iş dünyası örgütü TÜRKONFED olarak hep ifade ettiğimiz gibi, bu dönemde de kriz döneminde olduğu gibi en büyük sorunları KOBİ’lerimiz yaşamaktadır. Hepinizin katıldığını düşündüğüm gibi eğer Türkiye, hedeflediği sosyo-ekonomik düzeye ulaşacaksa bunda KOBİ’lerimiz olmazsa olmaz oyuncular olacaktır. Hatta Türkiye’yi o seviyeye KOBİ’lerimiz taşıyacaktır. Ancak, Türkiye olarak bizim global pazardaki en büyük rekabet avantajlarımızdan biri olması gereken KOBİ’lerimizin büyük bir bölümü maalesef henüz bu ligde aktif birer oyuncu olma yönünde yeterli donanıma ve finansmana sahip değiller.

Ayrıca kısa sayılabilecek bir süre içinde KOBİ’lerimiz AB’nin kendi içinde yapılanmasını tamamlamış, yabancı pazarlarda gelişme imkanı arayan AB üyesi ülkelerin KOBİ’leri ile bir mücadele sürecine girecekler. Bu sürecin Türkiye’nin en büyük rekabet avantajı olan KOBİ’lerimiz lehinde yaşanması, en büyük temennimizdir. Uluslararası alanda rekabet edebilir bir düzeye erişememiş Türk KOBİ’leri demek, uluslararası alanda rekabet avantajı azalmış bir Türkiye demektir.

İşte TÜRKONFED olarak, bugünkü seminerimize bu kadar önem vermemizin ana nedenlerinden biri budur. Türkiye’nin hedeflediği sıçramayı yapabilmesi, ülke içindeki oyuncuların uluslararası pazarlarda rekabet eder hale gelebilmesi için öncelikle içlerindeki girişimcilik ruhunu tetiklemeliyiz. Ardından da sıçramayı destekleyecek alternatif finansman yöntemleri önermeliyiz.

Birazdan bu konuda KOBİ’lerimizin en büyük destekçilerinden biri olacağını düşündüğüm Dünya Bankası Grubu yetkilileri, bizlere sağladıkları destekler ve projeleri gibi konularda bilgi verecekler. Toplantılarımızı, Şanlıurfa, İskenderun, İstanbul ve Konya gibi illerimizde de devam ettirip, bu bilgileri Türkiye genelindeki iş insanlarımızla da paylaşacağız. Hepimiz

Dünya Bankasını bir ölçüde tanıyoruz; ancak Dünya Bankası Grubu bünyesinde faaliyet gösteren IFC ve MIGA gibi kuruluşları tanımak eminim hepimiz için ufuk açıcı olacaktır.

Seminerde aktarılacak bilgilerin hepiniz için faydalı olmasını diliyor, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Paylaş: