TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın MAKSİFED Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın MAKSİFED Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan 14 Nisan 2005 tarihinde MAKSİFED'in düzenlediği akşam yemeğinde bir konuşma yaptı.

Sayın konuklar, federasyon ve derneklerin değerli  başkan ve üyeleri,

Öncelikle bizleri ağırladığınız için MAKSİFED Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Celal Beysel’in şahsında hepinize teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Kasım 2004’te resmen kuruldu ve geçtiğimiz Şubat ayı sonunda kendini kamuoyuna tanıttı. Kağıt üzerinde yeni bir kuruluşuz ama, ardımızda TÜSİAD’ın önderliğinde başlayan 8 yıldır süren örgütlü sivil çalışma var. Bu çalışmaların bir meyvesi olarak, 1996 yılından beri faaliyet gösteren Türkiye Sanayici ve İşadamı Dernekleri Platformu üyesi dernekler ile, 2000 yılından beri faaliyet gösteren Sektörel Dernekler Platformu üyesi derneklerin kurduğu federasyonlar bir araya gelerek TÜRKONFED’i kurmuş oldu.

Batı Anadolu, Marmara ve Kuzey Anadolu, İç Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu federasyonları coğrafi dağılımımızın temelini oluşturuyor. Demir Çelik, Otomotiv, Seramik, İlaç, Kimya, Müteahhitlik, Turizm, Nakliye, Lojistik, Hazır Giyim, Ayakkabı sektörleri de örgütlenmemizdeki öncü sektörler. Bunlara bir de TÜSİAD’ı kattığımızda iş hacmi, istihdam ve ihracat açısından önemli bir ekonomik büyüklüğe erişmiş olduğumuz görülebilir.

Geçtiğimiz ay kamuoyuna tanıttığımız konfederasyonumuz, 6 federasyona bağlı 60 dernekle kurulmuştu, yeni katılımlarla dernek sayımız 63 oldu. Bu 63 dernek çok büyük bölümü Anadolu’nun çeşitli yörelerinden gelen, bir kısmı sektörleri temsil eden 7410 iş insanını kapsıyor. Bu günlerde katılım süreçleri devam eden birkaç derneğimiz daha var. Kısa bir süre içinde hem temsil ettiğimiz iş insanı sayısını hem de birazdan vereceğim ekonomik gösterge rakamlarımızı tekrar artıracağız.

Şu anda, kurucumuz olan 5 Bölgesel Federasyona üye 51 dernek, 63,9 milyar dolar iş hacmine sahip. Bu 51 derneğin üyeleri, 525 bin kişiyi istihdam ediyor. 2004 yılı için tahmini ihracat tutarları 27,4 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Sektörel Dernekler Federasyonu üyesi 11 derneğin, TÜSİAD hariç toplam iş hacmi, 56.6 milyar dolar. Bu derneklerin üyesi sanayici ve işadamları 438 bin kişiyi istihdam ediyorlar. 13.6 milyar dolarlık ihracat yapıyorlar. TÜSİAD ise tek başına 94.1 milyar dolarlık bir iş hacmine sahip. TÜSİAD üyeleri 542 bin kişiyi istihdam ediyorlar ve 22.2 milyar dolarlık ihracat yapıyorlar.

Bu rakamları toplamadan, ayrı ayrı veriyoruz çünkü bazı bölge ve sektör derneklerinin üyeleri aynı zamanda TÜSİAD üyesi. Ayrıca az sayıda da olsa, bazı sektör derneklerinin üyeleri ile bölge derneklerinin üyeleri arasında da çakışma var.

Bu rakamları kamuoyuna duyurduğumuzda, toplamın yaklaşık üçte ikisini alarak tekrarlardan arındırılmış bir toplam rakama ulaşan basın mensupları, konfederasyonumuzun çatısı altında toplanan iş hacminin 142 milyar dolar olduğunu Türkiye’ye duyurdu. Bunun büyük bir güç olduğu ortada.

6 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirdiğimiz temaslarımız sırasında devlet bakanımız Sayın Kürşad Tüzmen de özellikle ihracat rakamlarımızdan oldukça etkilenerek konfederasyonumuz için “en büyük sivil örgüt” tanımlamasını kullandı.

Sizlerin de katkılarıyla bu gücü ülke yararına en etkin biçimde kullanmak üzere faaliyetlerimizi organize ediyoruz. En genelde amacımız, bölgesel, sektörel ve ulusal ekonomi politikalarının oluşmasına katkıda bulunmak, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi kamuoyuna, ilgililere aktarmak, çatımız altındaki kuruluşların rekabet gücünü artırmak, AB entegrasyonunun hızlı ve sarsıntısız gerçekleşmesine katkıda bulunmak, bölge ve sektör potansiyellerini değerlendirici projeler yapmak, özel girişimciliği yaygınlaştırmak.

Kağıt üzerinde pek güzel duran bu amaçların, pratikte hepimizin günlük işlerine katkıda bulunacak bir biçimde gerçekleştirilmesi ise ayrı bir beceri ve yoğun bir çaba işi. Burada konfederasyon olarak bazı avantajlarımız var.

Birincisi tüm Türkiye’yi kapsıyoruz. Bu büyük bir bilgi ve tecrübe alış verişi demek. Federasyonlarımız, üyesi derneklerden deneyim, bilgi ve birikimleri toplayacak ve diğer federasyonlarla paylaşacak. Diğer federasyonlardan ve konfederasyondan kendisine gelen bilgileri de derneklerinin faydasına en etkin şekilde sunacak. Bunu yaparken, hem federasyonların hem de konfederasyonun özel çalışmaları ve uzmanlıkları bu sürece bir katma değer de ekleyecek.

İkinci nokta, bu konfederasyonun çatısı altında çeşitli boyutlarda iş sahiplerinin bir araya gelmiş olması. Bu farklı boyutlar, şemsiyemiz altındaki işletmelerin iş alanlarını genişletecek  ve dikey entegrasyonu sağlayacak bir yapı ortaya koyuyor.

Üçüncüsü, konfederasyonun hem sektör pratiklerini, hem de bölge pratiklerini kapsayan bir yapıya sahip olması. Bu da bize yatırımlar açısından önemli bir bilgi alış verişi imkanı sağlıyor.

Dördüncü önemli nokta da, üye derneklerimizin bir bölümünün Avrupa Birliği’ndeki meslek örgütleriyle ilişkileri, uluslararası sivil toplum ilişki ağları içindeki yerleri nedeniyle önümüze açılacak olan yeni ilişki imkanları.

Sadece ülke geneline yayılmış bir çok derneğin varlığı ve katılımı, yapmak istediklerimiz için tek başına yeterli değil. Bu nedenle yapılanmanın 3 ana konuda sağlam temellerinin olması bizler için önemliydi:

- AB üyelik süreci ile uyumlu olması,

- bölgesel veri tabanı yaratma ve bilgi üretme potansiyeli taşıması,

- yurtdışındaki başarılı örneklerde olduğu gibi mümkün olduğunca güçlü oyuncular ve kurucularla yapılanması

Öte yandan, bizim yapılanma çalışmalarımız döneminde, AB standartlarına uygun bir şekilde bölgelerin yeniden tanımlanmasına ilişkin bir Bakanlar Kurulu kararı alındı. Alınan bu kararda amaç; bölgesel istatistiklerin sağlıklı biçimde toplanması toplanması, bölgesel sosyo-ekonomik analizlerin doğru yapılması, bölgesel politikaların belirlenmesi ve AB Bölgesel İstatistik Sistemine uygun karşılaştırılabilir veri tabanı oluşturulmasıydı.

Böylece Düzey 1, Düzey 2 ve Düzey 3 tanımlamaları gerçekleştirildi. 3 farklı şekilde tanımlanan bu bölgeler ve bu bölgelerle ulaşılmak istenenler bizim hedeflerimizle ve yapımızla oldukça uyumluydu. Düzey 3’de Türkiye il bazlı 81 bölgede, Düzey 2’de 26 bölgede, Düzey 1’de ise 12 üst bölgede tanımlanmaktaydı.

Bizler de ülke genelinde yapılanmamızı planlarken, kurucu federasyonlarımızın bölgesel sınırlarını çizerken Düzey2 yapılanmasını esas aldık.

Düzey 2 esası ile yapılanmanın bize nasıl bir faydası olacak ona da değinmek istiyorum. Düzey 2’deki 26 bölgenin her birinde birer Kalkınma Ajansı kurulacak. Federasyonlarımız çalışmalarını bu ajanslarla bire bir koordinasyon içinde yürütecek. AB’den fon almak, bölge ile ilgili etkin proje üretmek açısından bunun büyük önemi var. Çünkü Avrupa Birliği fonlarının önemli bir kısmı, bölgesel gelişme amacıyla Düzey 2 istatistiki Bölge Birimleri esas alınarak verilmekte.

Konfederasyon çalışmalarına dönecek olursak… Başlangıç için dört çalışma grubunu aktive etmiş durumdayız

-    Sayın Celal Beysel’in Başkanlığı’nı yürüttüğü, Sektörel ve Bölgesel Fırsatlar Tanıtım Komisyonu,

-    AB Müzakere ve Uyum Komisyonu,

-    KOBİ Eğitim, Geliştirme ve Alternatif Finansman Komisyonu,

-    Sivil Örgütlerle ve Üyelerle İlişkiler Komisyonu.

AB Müzakere ve Uyum Komisyonu, ilk aşamada bir izleme görevi üstlenecek ve katkıda bulunulabilecek alanları saptayacak. Sektörel ve Bölgesel Fırsatlar Tanıtım Komisyonu, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, yurt dışında sektörlerimizi ve bölgelerimizi yatırımcılara, girişimcilere tanıtacak. KOBİ Eğitim ve Alternatif Finansman Geliştirme Komisyonu, şirketlerin yönetim ve insan kaynakları kapasitelerinin geliştirilmesi ve bunun için çeşitli kaynaklardan  fon temin edilmesi için projeler üretecek. Sivil Örgütlerle ve Üyelerle İlişkiler Komisyonu, bir yandan bu çatı altında olmayan dernek ve federasyonlara bilgi ve deneyim aktarımında bulunacak, bir yandan da kendi üyelerinin faaliyetlere aktif katılımını destekleyecek etkinlikler geliştirecek.

Umut ediyoruz ki, bu konfederasyon, iş dünyamızın uzun zamandır ihtiyacı olan, gönüllülük esasına göre faaliyet gösteren, sektörleri ve tüm Anadolu’yu kapsayan, politik etkilerden  uzak, geniş bir güç birliği olacaktır.

Hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyor ve afiyet olsun diyorum.

Paylaş: