COVID-19 Pandemisinin Marka Kullanım Yükümlülüğüne Etkisi Nedir?

 COVID-19 Pandemisinin Marka Kullanım Yükümlülüğüne Etkisi Nedir?

Covid-19 pandemisi, ticaret hayatının diğer boyutlarında olduğu gibi, markaların kullanımlarını hem fiili hem de hukuki açıdan önemli ölçüde etkilemiştir. Bu çalışmada pandeminin marka kullanıma etkileri ve markanın kullanılması için haklı neden teşkil edip etmeyeceği değerlendirilecektir.


Markalara ilişkin düzenlemeler içeren Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”), markalara ciddi biçimde kullanılmaları için tescil tarihlerinden 5 senelik hoşgörü süresi tanımaktadır. Bu süre zarfında, markaya karşı kullanılmadığı gerekçesiyle herhangi bir aksiyon alınamaz. Ancak bu süre sona erdikten sonra marka, SMK md. 26/1(a) uyarınca kullanmama sebebiyle iptal davasına konu olabilir. Ayrıca, SMK md. 19/2 uyarınca, bir marka başvurusuna benzer olduğu iddia edilen bir gerekçe marka, itiraz edilen markanın başvuru (veya rüçhan) tarihinden itibaren 5 seneden fazla süredir tescilli ise, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden itiraz gerekçesi markasını ilgili mal ve/veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ispatlaması istenecektir. Benzer bir kullanım ispatı talebi, tecavüz (SMK md. 29/2 uyarınca) ya da hükümsüzlük davalarında (SMK md. 25/7 uyarınca) da gerekçe marka dava tarihinden itibaren 5 seneden fazla süredir tescilli ise öne sürülebilmektedir. Bu gibi durumlarda marka sahibi tarafından ilgili markanın ciddi kullanımını gösteren delil sunulamazsa, kullanmama için haklı nedenlerin var olduğu öne sürülebilir.

SMK ve gerekçesi haklı sebepten ne anlaşılması gerektiğine ilişkin herhangi bir açıklayıcı hüküm içermemektedir. Yargıtay’ın görüşüne göre haklı neden objektif ve herkes için geçerli olmalıdır. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (“TÜRKPATENT”) hazırladığı Kullanım İspatı Kılavuzu’nda (“Kılavuz”) düzenlendiği üzere ise haklı neden, marka sahibinin kusurlu davranışından kaynaklanmayan ve marka sahibinin kendi iradesi dışında meydana gelen nedenlerden ötürü, söz konusu süre boyunca markanın kullanılmasını imkânsız kılan her türlü fiili veya hukuki engeldir. Kılavuz’da savaş, ekonomik krizler, ambargo, ruhsat eksikliği, doğal afetler haklı nedene örnek olarak gösterilmiştir.

Covid-19 pandemisinin markanın kullanılmaması için yukarıda verilen örnekler gibi haklı neden olarak kabul edilip edilemeyeceği, bu dönemde Türkiye’de alınan önlemler ile yakından ilişkilidir. Zira, bu önlemler nedeniyle birçok sektörde ticari faaliyetler büyük ölçüde azalmış olup, bu durum doğal olarak marka kullanımını da negatif yönde etkilemiştir.

Bilindiği üzere Covid-19 pandemisine karşı alınan önlemler kapsamında, Türkiye sokağa çıkma ve seyahat kısıtlamalarını tecrübe etmiştir ve birçok sektördeki işletmeler geçici süreyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmıştır. Her ne kadar kademeli olarak normalleşme adımlarının uygulanmasıyla önlemler gevşetilip birçok sektör canlanmaya başlamış olsa da sosyal mesafe ve sağlık kuralları gereği işletmelerin faaliyet hacmini azaltan ciddi sınırlamalar halen mevcuttur.

Ayrıca, bazı istisnalar harici hukuki ve idari süreler 13 Mart 2020 tarihinden 15 Haziran 2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Durdurma kararı kapsamındaki süreler, 13 Mart 2020 tarihindeki halleriyle korunmuştur ve 16 Haziran 2020 tarihinden itibaren kaldıkları yerden işlemeye devam edeceklerdir.

Yukarıdaki açıklamalar, Covid-19 pandemisinin Türkiye’de ticari hayatla beraber bu hayatın bir parçası olan markaların kullanımını da hem fiilen hem de hukuken önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. Kullanmama sebebiyle iptal davasında veya kullanım ispatı talebinde markanın ciddi kullanımının ispatlanması gerektiğinden, alınan önlemler ve tecrübe edilen kısıtlamalar düşünüldüğünde, marka sahibi Covid-19 pandemisi sebebiyle 2020’de marka kullanım hacminin azaldığını ve/veya tamamen sekteye uğradığını iddia edebilecektir ve bu iddia özellikle 2020 senesinin ilk yarısı için haklı olabilir. Ancak bu iddianın otomatik olarak kabul edilmesi hakkaniyete uygun olmayacaktır.

Öncelikle, 5 senelik süre oldukça cömert ve uzun bir süre olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, 2020 senesinde ortaya çıkan Covid-19 pandemisinden önceki ve sonraki süreçte markanın kullanımı muhakkak dikkate alınmalıdır. Marka sahibi markasının 2016 – 2019 seneleri arasında ve ayrıca 2020 senesinin ikinci yarısında ciddi kullanımını kanıtlayamıyor ve ancak 2020 senesinin ilk yarısında markasını kullanmaması için haklı bir neden olduğunu iddia ediyorsa bu savunma tartışmaya açık olacaktır.

Ayrıca, böyle bir savunmanın değerlendirmesinde söz konusu malların/hizmetlerin niteliği de önem arz etmektedir. Örneğin, günümüzde koruyucu ve sıhhi malzemeler ile gıda ürünlerine olan talebin, normalden daha fazla olduğu gözlemlenmektedir. Dolayısıyla Covid-19 pandemisi, böyle malların 2020’de kullanılmaması için haklı bir sebep olarak kabul edilmeyebilir. Ancak, kısıtlamaların/resmi makamların verdiği kararların marka kullanımına olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır. Örneğin, 16 Mart 2020 ile 01 Haziran 2020 tarihleri arasında spor salonları kapalı olduğundan, bu süreçte “spor hizmetleri” ile ilgili bir markayı kullanmanın imkânsız hale geldiği savunması haklı görülebilir ve bu durumda Covid-19 pandemisi kullanmama için söz konusu süre dahilinde haklı sebep olarak kabul edilebilir.

Ayrıca, yukarıda bahsedildiği üzere, Türkiye’de tüm hukuki ve idari süreler 13 Mart 2020 ve 15 Haziran 2020 arasındaki süreçte askıya alınmıştır. Her ne kadar SMK’daki hoşgörü sürelerinin de uzatıldığı açıkça belirtilmese de fikri mülkiyet hukuku camiasında kullanmama sebebiyle iptal davası ve kullanım ispatı talebi söz konusu olduğunda askıdaki 95 günlük sürenin markanın kullanılmaması için meşru bir süre olarak göz önünde bulundurulup bulundurulmayacağı, 5 senelik hoşgörü süresine eklenip eklenmeyeceği tartışma konusudur. İlgili makamlar tarafından tartışmalara son verecek resmi bir açıklama henüz yapılmamıştır. Büyük ihtimalle bu tartışmalar TÜRKPATENT’in ve Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin önümüzdeki süreçte bu tarz iddiaları içeren bir uyuşmazlık sonrasında verdikleri kararlar ile son bulacaktır.


-----------------------

Markalar ve Tasarımlar

Güldeniz Doğan Alkan ve Ayşenur Çıtak

Paylaş: