Süleyman Onatça'nın ''Doğu ve Güneydoğu Ekonomi ve Kalkınma Zirvesi: Cizre Buluşması'' Konuşması

Süleyman Onatça'nın ''Doğu ve Güneydoğu Ekonomi ve Kalkınma Zirvesi: Cizre Buluşması'' Konuşması

Değerli TÜSİAD Başkanım ve değerli üyeler, Sayın federasyon ve dernek başkanlarım, Değerli basın mensupları,

“Doğu ve Güneydoğu Ekonomi ve Kalkınma Zirvesi: Cizre Buluşması”na hoş geldiniz. Sizleri TÜRKONFED adına saygıyla selamlıyorum.

Toplumsal barış ve huzurun her zamankinden fazla önem taşıdığı bu günlerde Cizre’de böylesine önemli ve anlamlı bir zirveye ev sahipliği yapan TÜSİAD’ın başta değerli başkanı Muharrem Yılmaz olmak üzere aramızda bulunan tüm üyelerine teşekkür ederim.

Cizre’de yaptığımız bu toplantı, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde ekonomik kalkınma hamlesinin başlatılması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Biz TÜRKONFED olarak bölgesel kalkınmanın, yerelde tasarlanmasının önemine inanıyoruz. Bu nedenle, burada hazır olan değerli bölge iş insanlarımızla birlikte yapacağımız görüş alışverişi, bölgenin ekonomik olarak kalkınması için yapılması gerekenleri de ortaya çıkartacaktır. Bu sebeple toplantımıza  iştirakinizden  ötürü siz bölgenin iş insanlarına, yöneticilerine ve kanaat önderlerine de teşekkürlerimi sunmak isterim.

Bir teşekkürümü de bugünkü organizasyonda büyük emeği olan TÜRKONFED Başkan Yardımcımız ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Tarkan KADOOĞLU’na etmek isterim. Kendisi gerçekten çok büyük bir  özveride bulundu ve en önemlisi şehrini unutmadı, gelecek genç nesillere örnek oldu.

Değerli Konuklar,

TÜRKONFED’in öncelikli çalışma alanlarından biri olan bölgesel kalkınma konusunda yayımladığımız son çalışma olan “Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye?” raporu ile Türkiye’de “üç farklı Türkiye” var olduğunu öğrendik.

Raporumuz Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kişi başına düşen gayri safi bölgesel hasılanın 2008 – 2011 yılları arasında düşüş eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum maalesef başta göç olmak üzere birçok sosyal sorunu da beraberinde getiriyor. Bölgede, eğitim, işsizlik, altyapı gibi temel sorunlar mevcut.

Tabi ki bu konuda atılan adımlara olumlu bakıyoruz. Ancak, bölgenin Türkiye ortalaması ile arasındaki farkı kapatmak ve bölgesel kalkınmayı sağlamak için ulaşım,  kentsel  altyapı,  yer  sorunu gibi  sorunların  yanında, sosyal gelişmişliği artıracak eğitim, kültür, spor ve eğlence yatırımlarının hızla hayata geçirilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor.

Değerli misafirler,

Elbette, bölgeye daha fazla yatırım yapılmasını sadece kamudan bekleyemeyiz. Sürdürülebilir olan özel sektörün yatırım yapmasıdır. Kamunun ilk hamlesinin açtığı yoldan özel sektör gelmelidir. Bugün burada Türkiye özel  sektörünün öncü girişimcilerinin bölgeye yönelik bazı yatırım planlarının müjdesini vereceğini umuyorum.

Ancak hepimiz biliyoruz ki, bölgenin kalkınmasının önündeki bir numaralı engel yıllar boyunca devam eden terör ve terörün yol açtığı güvenlik kaygıları olmuştur. Bölgede kalkınmanın yolunu açacak başlıca faktör de hiç şüphesiz “Barış Süreci”dir.

Geçen hafta Sayın Ekonomi Bakanımızın açıkladığı rakamlar “Barış Süreci”nin olumlu etkilerinin şimdiden görülmeye başlandığını göstermektedir. Son bir yıl içinde uygulanan teşvik sisteminde, en hızlı artış 6. bölgede olmuş. Diğer 5 bölgenin toplamında 11 yatırım projesi tamamlanırken, yalnızca 6. bölgede 20 projenin tamamlanarak işletmeye geçmiş olması, barış sürecinin 6. bölgeye getirdiği katkıların en net göstergelerinden biri olmuştur.

Çözüm sürecindeki kararlılığın devam etmesi ve sürecin ilerlemesi arzusu bugün hükümetten iş dünyasına, bölge insanından toplumun çok geniş bir kesimine herkes tarafından kabullenildiğini görmekten büyük bir memnuniyet duymaktayız.

Bölgede iş yapan dostlarımızdan terörün sigorta primlerini nasıl yükselttiğini, hatta birçok işyerinin sigortalanmasının neredeyse olanaksız hale geldiğini,  kredi maliyetlerinin ve teminatların nasıl arttığını biliyoruz.

Bölgede gelir seviyesinin yükselmesi ve bölgenin daha fazla yatırım çekebilmesi için iki somut öneride bulunmak istiyorum:

1.  Yapılacak yatırımların risk sigortasının da teşvik kapsamına alınmasıyla risk primlerinin batıda uygulanan oranlara çekilmesi. “Bu uygulama, terör nedeniyle oluşan risk farkı tamamen ortadan kalkıncaya kadar devam etmelidir.”

   2.  Bölgedeki kalkınma ajanslarının proaktif çalışması ve buraya gelmesi muhtemel yatırımcılara rehberlik yapması. Bölgenin karşılaştırmalı rekabet gücünün bulunduğu alanlara ilişkin yapılacak çalışmaların yatırımcıya anlatılması, aynen kendi şirketlerimizdeki pazarlama departmanları gibi yatırımcı   ile  ilişkiye  geçerek   onları   bölgeye  çekmeye  çalışması    gerektiğini düşünüyorum. Kalkınma ajanslarının bu çabasının bölgenin gelişmesine büyük katkısı olacaktır.

Değerli konuklar,

Barış süreci bizi sadece 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ülkesinden birisi yapmaya bir adım daha yaklaştırmış olmayacak, aynı zamanda dünyanın gelişmiş demokrasilerinden biri olmaya da yaklaştırmış olacaktır. Çünkü ekonomik ve siyasi istikrar arasında güçlü bir ilişki olduğunu hepimiz yakından biliyoruz. Bu nedenle 2023 hedeflerini sadece zenginleşmek olarak koymayalım; zenginleşmenin yanına demokratikleşmeyi de ekleyelim diyoruz. Bugün bu açıdan son derece kritik bir eşikte duruyoruz.

Terörün bitirilmesinin ardından Çözüm Sürecinde artık ikinci aşamaya  geçiyoruz. Bu aşamada şimdi hiç vakit kaybetmeden demokrasimizi tahkim edecek adımları atmalıyız.

Bunun için hedefimiz Anayasanın, siyasi partiler ve seçim yasalarının daha gelişmiş bir demokrasi yapısıyla uyumlu olarak değiştirilmesidir.

Şunu bir kez daha ortaya koymak gerekir ki, çağdaş demokrasi, çoğunlukçu  değil çoğulcu bir rejimdir. Çoğulcu rejimlerin ayırt edici yönü, parmak sayısına göre değil, toplumsal uzlaşmaya göre hareket etmesidir.

TÜRKONFED olarak bizleri, barış ve çözüm sürecinin ilerlediği, demokrasinin çoğunlukçu değil çoğulculuğa doğru evrildiği ve AB üyeliğinin gerçekleştiği bir geleceğin beklediğine inanıyoruz. Tabi süreci hızlandırmak için de, hem barış hem de yeni anayasa yapım sürecinde yapıcı adımlarla siyasette çatışma değil, uzlaşma kültürünün mutlak hakim olmasını bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Değerli Konuklar,

Konuşmamı, iş dünyası olarak 2023 için koymuş olduğumuz ekonomik hedeflerimizin yanına demokratikleşme hedeflerimizi de koymanın şimdi tam zamanı olduğu inancımı vurgulayarak tamamlamak ve TÜRKONFED olarak barış için atılan tüm adımları sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum.

Bizler, üzerimize düşen görevleri yerine getirmek için hazırız. Türkiye’nin dört  bir yanındaki federasyon ve derneklerin desteğiyle demokratik ve kalkınmış bir ülke olma yolunda seferber olacağız.

Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Paylaş: