CELAL BEYSEL'İN KOBİLERDE FİNANSMAN SORUNLARI VE BASEL II AÇILIŞ KONUŞMASI

CELAL BEYSEL'İN KOBİLERDE FİNANSMAN SORUNLARI VE BASEL II AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel'in 16 Şubat 2008 tarihinde Isparta'da yaptığı ''KOBİLERDE FİNANSMAN SORUNLARI VE BASEL II'' açılış konuşması

Sayın valim, değerli konuklar, basının değerli temsilcileri,

TÜRKONFED adına hepinizi saygı ile selamlıyor, ev sahibimiz Isparta Girişimci Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Rıfat Özdemir nezdinde tüm üyelere bu önemli toplantıyı düzenledikleri için teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi TÜRKONFED, 6 bölgesel ve 3 sektörel federasyonu ile sanayici ve işadamlarının ülkenin dört bir yanında kurduğu dernekleri çatısı altında toplayan bağımsız ve gönüllü bir konfederasyon. Isparta derneğimiz de BASİFED üyesi  olarak  TÜRKONFED çatısı altında, kuruluşumuzdan beri bizi destekleyen TÜSİAD’da... Destekleri için Arzuhan Doğan Yalçındağ’a da huzurlarınızda teşekkür etmek isterim.

Değerli konuklar,

Parçası olmak istediğimiz Avrupa Birliği KOBİ’lerin gelişimini Lizbon Stratejisi’yle orta ve uzun vadeli ekonomik hedeflerinin öncelikleri arasına yerleştirdi. Birlik inovasyon ve girişimciliğin  aslen  KOBİ   çapında   yayılabileceğine   inanıyor.   TÜRKONFED üyelerinin

%95’inin KOBİ olduğu gerçeği, konunun bizim için de önemini ortaya koyuyor. Avrupa Komisyonu’nun 2007 yılında Türkiye için yayınladığı son ilerleme raporunda da bu konu ele alınıyor. Raporda da denildiği gibi, Türkiye’de KOBİ’ler toplam şirketlerin %99’unu oluşturuyor ve toplam istihdamın %80’ini sağlıyor.

Buna rağmen, KOBİ’ler:

-Toplam sermaye yatırımlarının % 38’ini,

-Yaratılan toplam katma değerin % 26’sını,

-İhracatın ise % 10’unu gerçekleştiriyor ve

-Banka kredilerinden ancak % 5 pay alabiliyor.

 

Bu rakamlar, KOBİ’lerin;

-İş gücü verimliliğinin düşük,

-Finansal kaynaklara ulaşımlarının sınırlı ve

-Uluslar arası piyasalara girişlerinin zor olduğuna işaret ediyor.

Türkiye’de KOBİ’lerin sorunları ile ilgili olarak yapılmış uygulamalı çalışmalarda finansal sorunlar listenin en başında yer alıyor. KOBİ’lerin banka kredilerine erişiminin sınırlı olmasının ardında bazı temel problemler bulunuyor.

Bunlar;

-Yönetim ve örgüt yapılarındaki eksiklikler,

-Finansal Yönetim zafiyetleri.

-Muhasebe normlarına uygun mali tablo üretememeleri,

-Öz kaynak yetersizliği,

-KOBİ’lere yönelik kredi istihbarat faaliyetlerinin göreli olarak daha pahalı olması diye sıralanabilir.

Bu sorunların çoğunun, işletmelerin kurumsal yapısı ve rekabet gücünün henüz yeterince gelişmiş olmaması ve kayıt dışı faaliyetlerin yaygın olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Bilindiği gibi, Basel II kuralları kabul edildikten sonra, bankalar kaynaklarını kullandırırken daha  dikkatli  davranmak  zorunda  kalacaklar.  Basel  II  standartlarına  uymayan KOBİ’lerin krediye ulaşmaları daha da zorlaşacak. Zamanı geldiğinde KOBİ’lerin bu uygulamaya hazır olmaması, kullandırılabilecek kaynakları çok fazla olsa da finans kesiminin elini kolunu bağlayacak ve kaynak dağılımında önemli bir tıkanıklık yaşanmasına neden olabilecektir.

Ancak bu uygulamaların benimsenmeye başlanmasıyla birlikte KOBİ’lerimizin mali yapısı güçlenecektir. Özet olarak, Türkiye’nin AB uyum sürecine kararlı bir şekilde devam etmesi, Basel II uygulaması mümkündür. Bu açıdan Basel II fırsattır.

Saygıdeğer konuklar,

Bildiğiniz gibi TÜRKONFED, her yıl ülkeyi ve iş camiamızı ilgilendiren bir konu seçiyor. O konu hakkında farkındalık yaratma çabası içine giriyor, akademisyenler ve siz işadamları ile tartışıp bir rapor hazırlıyor. Bu seneki konumuz ise KOBİ’ler. Bu güçlü toplantının çıktıları da sene sonundaki raporumuzda yer alacak. Bu bağlamda da Isparta SİAD’a teşekkürlerimi sunarım.

Konuşmamın sonunda ülke genelinde bazı endişelere neden olan son anayasa değişikliği hususunda birkaç cümle söylemek istiyorum. Analitik tartışma becerisi olmayan toplumlarda, demokrasi çok zor gelişiyor. Bakınız meclisteki tartışmalara… Ortak akıl oluşturmak, toplumsal barışı sağlamak, toplumsal sözleşmeyi oluşturmak, pekiştirmek için uygun  bir ortam maalesef oluşturulamıyor. Bu durum, bu günün sorunu da değil. Meclisimizde böyle bir gelenek maalesef 80 yıldır oluşturulamadı. Toplumsal sözleşmeyi yapmak, pekiştirmek görevi olan meclis böyle yaparsa halk ne yapsın? Siyasi istikrar adına, derin endişelerimiz var. Bu konuda herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

 

Paylaş: