Rusya-Ukrayna Krizi: Yeşil Enerji Geçişinde Hızlanma ve Elektrik Üretiminde Artan Kısa Vadeli Riskler

Rusya-Ukrayna Krizi: Yeşil Enerji Geçişinde Hızlanma ve Elektrik Üretiminde Artan Kısa Vadeli Riskler

Kısa Vadede bazı ekonomilerde tedariki sağlama almak için kömür santrallerinin artan elektrik üretimine şahit olacağız muhtemelen. Fakat bölgeden bölgeye geçiş hızı farklılaşsa da, bir yandan yeşil enerjiye geçişi hızlandıran ve nihayetinde fosil yakıtlara bağımlılıktan kurtulacağımız bir sürece girmiş olacağız. Kısacası, kısa vadede artan emisyonlarda artışa tanık olsak da, daha az kümülatif emisyon uzun vadede görülebilir.

Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, rüzgar ve güneş enerjileri dahil küresel enerji piyasaları eşi görülmemiş oynaklıklara şahit oluyor. 2021’de zaten zorlaşan enerji piyasası savaş ile beraber, kömür ve petrol fiyatlarında rekor seviyeler görüldü.

Son zamanlardaki “Rusya-Ukrayna Krizi: Küresel Enerji ve Yenilebilir Enerji’sine Etkileri” başlıklı bir S&P raporu yayınlandı.

Elektrik Fiyatları Küreselde Artıyor

Kömür ve petrol piyasaları yakın vadede sıkı kalmaya devam ederken elektrik fiyatları artacak. Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ön planda ancak farklı bağımlılık düzeylerine rağmen bunun etkileri global olarak hissediliyor. Örneğin, Asya bölgesi spot piyasadan LNG alımlarında oldukça küçük bir paya sahipken, LNG alımları daha çok uzun vadeli kontratlara bağlı.

Avrupa, Rusya’ya olan yakıt bağımlılığından kurtulmaya çalışırken, başka kaynaklardan ekstra bedeş karşılığında alım yapmaya hazır ve bu fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratıyor. Bunun sonunda yakıt sağlayan ülkeler arzlarını Asya’dan Avrupa’ya yönlendiriyor.

Kömür fiyatları yükselirken ve onlar için kabul edilemez düzeylere gelmişken, Güney ve Güneydoğu Asya ülkeleri kömür ithalatından kaçınmaya çabalıyor, hatta bazı Asya ülkeleri elektrik üretimini askıya almayı planlıyor.

Diğer bir yandan ise yüksek ve gayet oynak gaz ve kömür fiyatları alternatif enerjiler için katalizör işlevi görüyor.

Grafik: Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Piyasalara Etkisi

Elektrik Kesintileri Yaşanma Riski Artıyor

Son dönemlerde çokça vurgulandığı üzere, yüksek enerji fiyatları, küresel elektrik arzı güvenliğini ciddi anlamda karmaşık bir hale getiriyor. Özellikle, Güney ve Güneydoğu Asya gibi satın alma gücü sorunlu olan bölgelerde elektrik kesintilerinin yaşanması oldukça muhtemel. Belirlenmiş bir elektrik tarifesinin uygulandığı, G.Kore ve Hindistan gibi ülkelerde dağıtım şirketlerinin finansal durumu, artan maliyetleri nihai tüketiciye yansıtmakta sorun yaşadıkları için zarar görebilir hale geliyor.

Çin’de durum daha az riskli çünkü pandemiyle mücadele amacıyla büyük çaplı kapanmalar nedeniyle enerji talebinde düşük bir enerji talebi büyümesi bekleniyor.

Brezilya gibi bazı Latin Amerika ülkelerinde kuvvetli yağışlar, artan enerji fiyatları yönlü riskleri azaltıyor.

Bu arada belirtmek gerekir ki Avrupa’da bugünkü endişenin kaynağı elektrik kesintileri riskinden ziyade elektriğe erişim hakkında. Bu nedenle Avrupalı hükümetleri bir takım tedbirler ile yüksek enerji fiyatlarının nihai tüketiciye yansımaması için çaba sarf ediyor.

Kısa Vade: Dünya Enerji Güvenliğine Odaklanıyor, Muhtemelen Daha Fazla Kömür ve Nükleer Enerji Üretimi Gerçekleşecek

Ukrayna Krizi ile beraber hem enerji hem de siber güvenlik en önemli konular haline geldi. Avrupa’da kısa vadede gaz ve petrol bağımlılığını azaltmak için alınan tedbirler nedeniyle kömür ve -Avrupa Birliği ülkeleri uranyumda büyük oranda Rusya’ya bağımlı olmasına rağmen- nükleer santrallerinin kapanması ertelenecek.

LNG fiyatlarındaki dalgalanma da, uluslararası kömür ve yerel üretime bağlı olarak, Asya’daki kömür santrallerinde üretimi arttırıcı etki yapabilir. Güneydoğu Asya’da görece yeni kömür tesisleri göz önünde bulundurulduğunda kömür santrallerinin üretiminde ciddi bir artış yaşanması oldukça mümkün.

Gaz ve petrol fiyatlarındaki yüksek fiyat devam ederse, ABD’de de daha yüksek kömür santral üretimi bekleniyor. Tabii ki bütün bunların beklenen sonucu karbon emisyonlarda görülecek ciddi artıştır.

Japonya ve G.Kore gibi Asya’nın OECD ekonomilerinde hükümetler nükleer enerjiyi ayrıca odağa almış durumda. Örneğin G.Kore’nin yeni seçilmiş başkanı Yoon Suk-yeol, önceki hükümetlerin aşamalı olarak nükleer enerjiyi kaldırma planını yürürlükten kaldıracağını, aksine ülkesini nükleer enerji de lider yapmayı hedeflediklerini açıkladı.

Orta ve Uzun Vadede Hızlanan Enerji Dönüşümü

Kısa Vadede bazı ekonomilerde tedariki sağlama almak için kömür santrallerinin artan elektrik üretimine şahit olacağız muhtemelen. Fakat bölgeden bölgeye geçiş hızı farklılaşsa da, bir yandan yeşil enerjiye geçişi hızlandıran ve nihayetinde fosil yakıtlara bağımlılıktan kurtulacağımız bir sürece girmiş olacağız. Kısacası, kısa vadede artan emisyonlarda artışa tanık olsak da, daha az kümülatif emisyon uzun vadede görülebilir.

Ancak temiz enerjiye hızlı geçişte bazı önemli zorlukların olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. En önemli zorluklardan birisi altyapı konusudur. Avrupa’da yenilebilir enerjiye yerel bir muhalefet oluşmaktadır. ABD’de yüzlerce gigawatt'lık yenilenebilir enerji kapasitesi, ara bağlantı kuyruğu birikimlerinde tutuluyor, bu da maliyetleri artırıyor ve kapasite artışını bir nebze yavaşlatıyor.

Diğer bir önemli zorluk da arz yönlüdür. Güneş ve rüzgar enerjisi sermaye maliyetleri son on yılın aksine 2021’den beri yükselişte. Fosil yakıtların fiyatlarındaki artışa kıyasla, yenilebilir enerjide üretim oldukça sönük kalıyor.

Elektrik üretme sistemleri karbonsuzlaştıkça, yeni esnek ve karbonsuz teknolojileri -bugün için erişilemez ve çok pahalı olsa da- şebeke güvenliğini sağlamak için kritik bir hale gelecektir. Özellikle iklim değişikliği daha aşırı ve öngörülemeyen hava koşullarını beraberinde getirdiği için bu teknoloji yatırımları hayati öneme sahip.

Kaynak: IHS Markit (Author: Rama Zakaria)


Paylaş: