TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi 2019-1. Çeyrek

TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi 2019-1. Çeyrek

TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi kapsamında bölgesel ve sektörel tüm federasyonlarımızdan görüşlerini toparlamak üzere her ekonomik çeyreğin sonunu müteakiben anket düzenliyoruz. 2019 yılı ikinci çeyrek beklentileri ve ilk çeyrek değerlendirmeleri anketimiz için hem bölgesel hem sektörel federasyonlarımızdan 51 iş insanından yanıt aldık.

Bu anketi diğer ekonomik beklenti anketlerinden farklılaştıran bölgesel bir bakış açısını yansıtıyor olmasıdır. Anketimize yanıt veren tüm üye iş insanlarımız kendi bölgelerindeki ekonomik durumu değerlendirmektedir. Dolayısıyla anket katılımcıları sadece kendi işleri ile ilgili değil, bölgelerindeki iş dünyası ile ilgili görüşlerini ifade etmektedirler.

Mevcut Durum ile İlgili Görüşler – 2019 Birinci Çeyrek

  • Anket katılımcılarının %43’ü 2019 yılının ilk çeyreğinde ekonominin 2018 yılı son çeyreğine göre aynı durumda olduğunu belirtirken, %41’i ise daha kötüye gittiği yönünde görüş belirtti. %16’sı ise daha iyiye gittiğini belirtti.
  • Ekonominin ilk çeyrekte daha kötüye gittiğini düşünen bölgeler Karadeniz ve Doğu Anadolu; aynı gittiğini düşünenler ise Akdeniz ve Ege’de yoğunlaşıyor.

  • Satışların ilk çeyrekte önceki çeyreğe göre kötüye gittiğini belirtenlerin oranı %43 iken aynı gittiğini belirtenlerin de oranı %43. Satışların kötüye gittiğini belirten bölgeler yine Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yoğunlaşıyor. Öte yandan satışların aynı seviyede kaldığını belirtenler de İç Anadolu, Akdeniz ve İstanbul’da yoğunlaşıyor. Akdeniz ve İstanbul’daki üyelerin bir kısmı satışlarının önceki çeyreğe göre daha iyiye gittiğini de ifade ediyor.

  • Üyelerin büyük çoğunluğu (%57), stok seviyelerinin önceki çeyreğe göre aynı kaldığını belirtirken, %35’i ise azaldığını ifade ediyor. Stoklarının aynı kaldığını belirten bölgeler Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da birleşiyor.

2019 Yılı İkinci Çeyrek Beklentileri

  • Önceki anketimizde birinci çeyrekte ekonomik canlılığın artmasını bekleyenlerin oranı %7 ve aynı kalmasını bekleyenlerin oranı %52 idi. İkinci çeyrek anketinde ise anket katılımcılarının %41’i ekonomik canlılığın birinci çeyreğe göre artmasını beklerken, katılımcıların %27’si daha temkinli yaklaşıyor ve ekonomik canlılığın aynı kalacağı beklentisinde. %31 ise ekonomik canlılığın ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre daha kötüleşeceği görüşünde.

  • Satış fiyatlarının artması yönünde görüş belirtenleri oranı %49. Katılımcıların %41’i ise ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre satış fiyatlarının aynı kalmasını bekliyor. Katılımcıların sadece %10 satış fiyatlarının azalacağını düşünüyor.

  • Bir önceki ankette, katılımcıların %80’i “birinci çeyrekte işsizliğin artacağı” yönünde görüş belirtmişti. Bu ankette ise katılımcıların %57’si ikinci çeyrekte istihdamın azalacağını öngörüyor (yani işsizlik artışı bekleniyor). %29’u istihdamın aynı kalacağı, %14’ü ise istihdamın artacağı görüşünde.

  • Önceki ankette katılımcıların %76’sı “birinci çeyrekte yatırım harcamalarının düşeceği” beklentisindeydi. Bu anketimizde katılımcıların %57’si ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre yatırım harcamalarının düşeceğini, %31’i aynı kalacağını, %12’si ise artacağını belirtiyor. 

  • Faiz oranlarının hususunda ise kötümserlik devam ediyor. İkinci çeyrekte TL faiz oranlarının artmasını bekleyenlerin oranı %45, aynı kalmasını bekleyenlerin oranı %43 ve faizlerin gerileyeceğini bekleyenlerin oranı ise %12.

Ekonomi ile İlgili Yapısal Sorular – 2019 Birinci Çeyrek

Üretimi kısıtlayan faktörler:

Katılımcılara göre 2019 yılı birinci çeyreğinde üretimlerini kısıtlayan faktörlerin başında “faiz ve kur seviyelerinin yüksekliği” geliyor. İkinci sırada “talep yetersizliği” üçüncü sırada “mali imkansızlıklar” yani kredi teminatları, likidite sıkışıklığı ve ödemelerin gecikmesi gibi sorunlar dile getiriliyor. Nitelikli işgücü yetersizliği dördüncü ve mevzuat değişikliği ise beşinci sıralarda yer alıyor.

Faiz/kur seviyelerinin oynaklığı ilk çeyrekte üretimi en çok etkileyen faktör olarak öne çıkıyor. Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri birinci sırada kendilerini en çok bu faktörün etkilediğini belirtmiş.

Talep yetersizliği üretimi kısıtlayan ikinci faktör olarak göze çarpıyor. Bu nedenle üretimlerinin kısıtlandığını ilk sırada öncelikli olarak belirten bölgeler ise Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz.

Mali imkansızlıklardan ilk sırada en çok etkilenen bölgelerin başında ise Doğu Anadolu geliyor. İkinci sırada ise Güneydoğu Anadolu.

Üyelerin %10’unun verdiği “Diğer” yanıtları arasında ise seçim nedeniyle oluşan siyasi belirsizliklerin ekonomik gidişatı olumsuz etkilediği ve üretimi olumsuz etkilediği belirtiliyor.

Rekabeti kısıtlayan faktörler:

Geniş bir yanıt seçeneği ile sunulan rekabet soruları, diğer soruların aksine yapısal faktörleri ortaya çıkarmaya çalışıyor: Katılımcılara göre rekabeti kısıtlayan başlıca sorun “ödeme gecikmeleri”. İkinci sırada ise “dış ticaret hacmi” ve üçüncü sırada ise “sanayinin toplam üretimdeki ağırlığı” geliyor.

Rekabeti Kısıtlayan Faktörlerin Puanlaması

Rekabeti kısıtlayan faktörlerin puanlamasını yaptığımızda ilk sırada “ödeme gecikmeleri” rekabeti kısıtlayan başlıca faktör olarak öne çıkıyor. Birinci çeyrekte rekabeti kısıtlayan diğer en önemli faktörler ise sırayla “dış ticaret hacmi”, “sanayinin toplam üretimdeki ağırlığı”, “Ar-Ge yatırımları” ve “konut satışları”.

Ödeme gecikmeleri tüm Türkiye nezdinde rekabeti kısıtlayan en önemli sorun olarak görülüyor. Dış ticaret hacmini rekabeti kısıtlayan en önemli faktör olarak gören ilk bölge Akdeniz, ardından Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu geliyor. Sanayinin toplam üretimdeki ağırlığını rekabeti kısıtlayan en önemli faktör olarak gören bölgeler ise İç Anadolu ve Akdeniz başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu bölgesi. Ar-Ge yatırımlarını rekabeti etkileyen önemli bir faktör olarak gören ilk bölgeler ise Akdeniz ve Ege, ardından İstanbul geliyor. Konut satışlarını ilk sıralarda önemli bir faktör olarak gören bölgeler ise Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu.

Bölgelerde rekabeti artıracağı düşünülen sektörler

İş insanlarına kendi bölgelerinin diğer bölgeler ile rekabetini artırabilecek sektörlerin hangileri olduğunu sorduk.

En çok verilen yanıt “Bölgesel tarım merkezi” olurken ikinci yanıt ise “Turizm merkezi” oldu. En çok işaretlenen üçüncü yanıt ise “Bölgesel sanayi merkezi” oldu.

Son zamanlarda gıda fiyatlarındaki artış ve tarımda atılması planlanan adımlar düşünüldüğünde en çok verilen yanıtın “Bölgesel tarım merkezi” olması göze çarpıyor. “Bölgesel tarım merkezi” olmayı işaretleyen bölgelerin başında Akdeniz, ikinci sırada Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer alıyor. Doğu Anadolu ve Karadeniz ise ikinci olarak işaretleyen bölgelerin başında yer alıyor.

Turizm merkezi” olmayı en çok işaretlenen ikinci faktör olmakla beraber, birinci olarak işaretlenen ikinci faktör “Bölgesel sanayi merkezi” oluyor, Karadeniz ve Ege bölgeleri sanayi bölgesi olmayı ilk seçenek olarak işaretleyen ilk iki bölge. “Turizm merkezi” Akdeniz bölgesinde en çok işaretlenen üçüncü seçenek olmakla birlikte, Karadeniz ve İç Anadolu bölgesinin ilk iki tercihi arasında yer alıyor.

Bölgesel ticaret merkezi” olmak ve “Ar-Ge ve İnovasyon merkezi” olmak en çok işaretlenen diğer iki seçenek arasında yer alıyor.

Önceki ankette “Turizm merkezi” olmak birinci sırada, “Bölgesel tarım merkezi” olmak ise ikinci sıradaydı. Diğer sıralamaların ise değişmediği görülüyor.

Paylaş: