ANSİAD 10. Olağan Toplantısının Ana Teması İşletmelerde Stratejik Yönetim

ANSİAD 10. Olağan Toplantısının Ana Teması İşletmelerde Stratejik Yönetim

ANSİAD 2018 faaliyet yılı 10’uncu Olağan Toplantısı 22 Mayıs'ta Akra Hotel’de gerçekleştirildi. ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Kan’ın moderatörlüğünün yaptığı toplantının konuşmacısı ise Prof. Dr. Hayri Ülgen idi. İşletmelerde Stratejik Yönetim başlığında gerçekleştirilen toplantıda Prof. Dr. Ülgen, “Yaşamda ve iş ortamında hiçbir şey bir fotoğraf kadar belirgin ve net değildir. Çalışma ortamının gerçekleri genellikle Picasso'nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak karşımıza çıkabilir” dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) 2018 faaliyet yılı 10’uncu Olağan Toplantısı Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantı Başkanlığı’nı ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Kan Mimarlık & Şehircilik Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Kan’ın gerçekleştirdiği toplantının konuğu, Metresan Ölçü Aletleri San. Tic. A.Ş ile MedApp Medikal Sistemler San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve LightApp Aydınlatma Sistemleri San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayri Ülgen oldu. ‘İşletmelerde Stratejik Yönetim’ başlığında gerçekleştirilen toplantıya, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. Picasso & Diego Velazquez  “The Royal Family” ve “Las Meninas” resimleri üzerinden yapılan bir deneyi anlatarak sözlerine başlayan Prof. Dr. Hayri Ülgen, “Yaşamda ve iş ortamında hiçbir şey bir fotoğraf kadar belirgin ve net değildir. Çalışma ortamının gerçekleri genellikle Picasso'nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak karşımıza çıkabilir. Picasso'nun resmine bakıp, Velazquez'in resmini görebilenlerin başarı olasılıklarının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz, diğerleri kübik şekillere bakıp yanlış anlamlar çıkarmaktan gerçekleri hiç göremeyecektir” dedi.

ANLATILAN SİZİN HİKAYENİZ OLMASIN

Stratejik yönetimi, gelecekte var olabilmenin yönetimi olarak ile getiren Prof. Dr. Ülgen, “Çevresindeki değişkenlerin farkına varamayan, bağlantıları göremeyen şirketler zamanında müdahale gösteremediği için yavaş yavaş suda ısıtılan ve kaynayan kurbağa hikayesine benziyor. Bu yüzden dikkat edin anlatılan sizin hikayeniz olmasın” diye konuştu. Strateji kelimesinin Latince ‘Statum’, yani yol ve çizgi kelimesinden geldiğini kaydeden Prof. Dr. Ülgen, “Eski Yunan’da, General Strategos’un savaşta birlikleri yönetme bilgisi ve sanatı. Stratejinin bilimsel bir disiplin olarak gelişmesi askeri alanda taşıdığı öneme borçludur. Askeri strateji ise savunma ve hücum yönünden askeri amaçların etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesidir” dedi. Stratejiyi bir savaşta orduların girişecekleri hareketlerin ve operasyonların tasarlanması ve yönetilmesi sanatı olarak nitelendiren Prof. Dr. Ülgen, “Askeri strateji denilince aklıma başka bir kavram geliyor, örneğin Amerika, Vietnam’da başarılı oldu mu? Hayır olamadı, nedeni de stratejisinin elindeki donanıma, paraya dayalı olmasındandı. Ayrıca karşısında nereden çıkacağını bilemediği Vietnamlı askerler vardı. İçinde bulunduğunuz çevre, sizin başarılı olup olmayacağınıza etki ediyor” diye konuştu.

KOŞULLAR VE STRATEJİ

Koşullara göre savaş taktiğinin değiştiğini kaydeden Prof. Dr. Ülgen, “Bu açıdan bizim işletmelerde stratejik yönetim dediğimiz, işletmenin günlük ve olağan işlerinin yönetimi ile değil, işletmenin uzun dönemde yaşamını sürdürebilmesini mümkün kılacak ve ona rekabet üstünlüğü ile ortalama kar üzerinde getiri sağlayabilecek işlerin yönetimi ile ilgilidir” dedi. Uzun dönemli nihai sürece ulaşabilmek için planlama, organize etme, yürütme ve kontrol mekanizmasının işlemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ülgen, “Bu stratejik yönetim, uzun dönemde yaşamını devam ettirebilmesi, sürdürülebilir rekabet üstünlüğü ve ortalamanın üzerinden getiri sağlayacaktır” diye konuştu.

REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ VE RAKİPLER

Farklılık yaratmanın ve de sürdürülebilir olmanın nasıl bir sistem olduğunu anlatmaya çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. Hayri Ülgen sözlerini şöyle sürdürdü; “Bununla ilgili de iki türlü evrim var. Charles Darwin’in ‘Biyolojik Türlerin Evrimsel Değişim Teorisi’ne atıf yapanlar işletmelerin de aynen biyolojik türler gibi çevreye uyum sağlamaları gerektiğini, uyum sağlayamayanların yaşamlarını sürdüremeyeceklerini ileri sürmektedirler. Ludwig von Bartelanffy’nin ‘Genel Sistem Yaklaşımı’ bu teoriyi yönetim bilimine uygulayan çeşitli yazarlar, işletmelerin bir üst sistem içinde, kendine ait alt sistemlerden oluşan ve tüm sistemlerin birbirleriyle etkileşim içinde bulunduğu bir bütün olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir.” Modernist Stratejik Yönetim görüşüne göre, işletmelerin uzun dönemde yaşamlarını sürdürebilmek ve rekabet üstünlüğü elde etmek için uğraşmaları gerektiği tezini savunduğunu belirten Prof. Dr. Ülgen, “Rekabet üstünlüğünün sürdürülebilmesi, işletmelerin değer yaratan stratejilerinin rakipler tarafından taklit edilemediği ve uygulanamadığı durumlarda mümkündür” dedi. Geleneksel yönetime göre stratejik yönetimde işin içerisine dış çevrenin girdiğini belirten Prof. Dr. Ülgen, “Stratejik yönetimde rakipler var. Rakiplere göre bir strateji oluşturmak gerekiyor” diye konuştu.

SEKTÖRDE ENGEL ÇOK İSE CAZİP DEĞİLDİR

Stratejik yönetim sürecinde öncelikle stratejik bilinç oluşturulması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Ülgen, “En önemli evre analiz, ondan sonra misyon, vizyon, amaç ve hedeflerimizi, temel ve alt stratejileri belirleyip kontrol edip uyguluyoruz. Ancak bu bir süreç ve sürecin sonunda yaptığınız işi kontrol etmeniz gerekiyor” dedi. Kontrolün, stratejik hedefe ulaşmada önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ülgen, “Eğer stratejiyi yanlış kurduysanız onu değiştiriyorsunuz. Eğer dış çevreyi analiz edemediyseniz onu değiştirip yeniden analiz ediyoruz” diye konuştu. Sektör ve iş çevresi rekabet analizinde rekabeti etkileyen güçlere dikkati çeken Prof. Dr. Ülgen, “İş çevresine girebilecek yeni firmaların yarattığı tehdit, işletmenin ürününe alternatif olabilecek ikame malların yarattığı tehdit, tedarikçilerin pazarlık gücü, müşterilerin pazarlık gücü, pazarda yer alan rakipler arasındaki rekabetin şiddeti” dedi. Asıl önemli olanın ise rekabetin şiddeti olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ülgen, “Aynı segmentte olan araçlar rekabet içerisinde olur. Eğer bir sektöre giriş engelleri çok ise bu cazip bir sektör değildir” diye konuştu.

MÜŞTERİYE DEĞER YARATMAK

Rekabet üstünlüğü sağlayabilecek faaliyetlerin ve yeteneklerin belirlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Hayri Ülgen, “Değerin yaratılıp, yaratılmadığı müşterinin satın aldığı mal ve hizmeti algılaması sonucu ortaya çıkar. İşletme müşteriye değer yaratmak yaklaşımından hareketle, faaliyetlerinde bu değerin yaratılmasına yardım edecek olayları analiz etmek zorundadır” dedi. Değerin yaratılması sürecinde, zincirde, değeri belirleyen iki unsur bulunduğunu belirten Ülgen, “Değer yaratan faaliyetlerin toplam maliyeti ve bu faaliyetlerin sonucu elde edilen toplam gelir. Toplam gelir ile toplam maliyet arasındaki fark işletmenin kâr marjıdır. İşletmeler bu marjı arttırıp rekabet üstünlüğü elde etmeye çalışırlar” diye konuştu. Toplantı, ANSİAD Başkanı Sadi Kan’ın, Prof. Dr. Hayri Ülgen’e günün anısına plaket takdimiyle sona erdi.

 

Paylaş: