COP26 İklim Zirvesi’nde Neler Yaşanıyor?

COP26 İklim Zirvesi’nde Neler Yaşanıyor?

İngiltere’nin başkanlık yaptığı ve İskoçya'da düzenlenen 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) 1 Kasım itibari ile başladı. 12 gün sürecek olan zirve, Paris İklim Anlaşması'nın imzalandığı 2015'ten bu yana kaydedilen gelişmenin değerlendirileceği ilk zirve olması bakımından büyük önem taşıyor.

Her yıl düzenlenen COP zirveleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) bünyesinde düzenleniyor. Bu yıl da 197 ülkeye ait temsilcinin ve karar alıcıların katıldığı toplantıda, 1,5 derece hedefine ulaşabilmek için neler yapılabileceği konuşulacak. İlk haftası tamamlanan zirvede şimdiye kadar yaklaşık 40'tan fazla ülke ve 150 kuruluştan oluşan bir koalisyon, 2030 yılından itibaren kömürü aşamalı olarak bırakma ve "artık kömürle çalışan yeni elektrik santrallerinin kurulmasını desteklememe" taahhüdünde bulundu. Diğer taraftan da, ABD, İngiltere, Kanada, İtalya ve Danimarka'nın aralarında bulunduğu 20 ülke ile 5 uluslararası finans kuruluşu, petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını 2022 sonu itibarıyla durduracağını açıkladı.

COP26’da Ülkeler Taahhütlerini Açıkladı

En fazla karbon emisyonuna sahip olan ABD, Çin ve Hindistan’ın açıklamaları iklim krizinde alınacak aksiyonlar açısından büyük önem arz ediyor. ABD iklim değişikliğiyle mücadele stratejisinin bir parçası olarak, metan gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla oluşturduğu yeni planı açıkladı. Plan çerçevesinde, petrol ve doğalgaz işletmelerine ilk kez metan sızıntılarını aktif olarak tespit etme ve onarma zorunluluğu getirilmesi planlanıyor. Hindistan 2070’de net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmayı planladığını ve 2030’a kadar enerji ihtiyacının %50’sini yenilenebilir enerjiden karşılayacağını açıkladı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise, gelişmiş ülkeleri iklim kriziyle mücadelede “gelişmekte olan ülkelerin daha iyisini yapmasına yardımcı olmak için destek sağlamaya” çağırdı.

Ayrıca COP26 iklim zirvesinde verilen taahhütlerde, 40'tan fazla ülke kömürden uzaklaşma ve kömürlü elektrik üretimine yönelik tüm yeni yatırımları, yurtiçinde ve yurtdışında sona erdirme taahhüdünde bulundular. Gelişmiş ekonomiler için 2030'larda ve daha yoksul ülkeler için 2040'larda kömür enerjisinin aşamalı olarak durdurulması üzerine anlaşıldı. Ancak Çin ve ABD de dahil olmak üzere dünyanın en büyük kömüre bağımlı ülkelerinden bazıları anlaşmayı imzalamadı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde, zirvenin gündemine alınması için yaptığı iklim finansmanı ve emisyon azaltımına daha fazla katkı vermesi beklenen gelişmiş ülkeler listesinden (Ek-1) çıkma teklifini geri çekti. COP26 boyunca ülkelerden kömür kullanımını bırakmaya yönelik adımlar gelmeye devam ederken, 15 çevreci sivil toplum kuruluşu, Türkiye’nin de yeni kömürlü termik santral yapmayacağını ve kömürden çıkış tarihini açıklamasını talep etti.

Küresel Metan İttifakı'na 80’den Fazla Ülke İmza Attı

ABD liderliğinde, İngiltere, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri’nin de yer aldığı ve küresel metan emisyonlarının %46'sından sorumlu 100’den fazla ülke, küresel metan gazı emisyonlarını 2030'a kadar %30 azaltmayı hedefleyen Küresel Metan İttifakı’nı imzaladı. Taahhüde ulaşmak için 300 milyon dolardan fazla finansman sağlanacak. Ancak anlaşma, dünyanın en büyük metan yayıcılarından olan Rusya, Çin ve Hindistan tarafından imzalanmadı.

5 Sektöre Yönelik “Glasgow Atılım Gündemi” Başlatıldı

Aralarında Türkiye’nin de olduğu 40’tan fazla ülke ve Avrupa Birliği, Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak için gereken temiz teknolojilerin ve sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını hızlandırmak için uluslararası alanda birlikte çalışma sözünü verdikleri Glasgow Atılım Gündemi’ni başlattı. Gündem kapsamında; ulaşım, tarım, elektrik, çelik ve hidrojen sektörlerinde temiz enerji teknolojilerinin 2030'a kadar herkes için erişilebilir ve düşük maliyetli olmasının sağlanması amaçlanıyor. İngiliz hükümeti plan kapsamında, gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomilerde 16 trilyon dolarlık yatırım yaratabileceğini öngörüyor.

COP26 Başkanı Alok Sharma, gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelere sağlamayı taahhüt ettiği yıllık 100 milyar dolarlık finansman desteği hedefine ulaşılamadığını ancak 2021-2025 döneminde, gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelere sağlayacağı finansmanın 500 milyar doları aşmasını beklediğini belirtti.

Finans Sektörü Tarafında da Net Sıfır Emisyon için İttifak

COP26’da eski İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney önderliğinde kurulan Glasgow Net Sıfır Mali İttifakı kapsamında yer alan finansal kuruluşlar, 2050’ye kadar net sıfır emisyon taahhüdü verdi. İttifakta yer alan kuruluşların toplam varlığı yaklaşık 130 trilyon dolar seviyesinde bulunurken, bu kuruluşlar küresel finansal varlıkların %40’ına sahipler. Listede yer almayan dünyanın en büyük üç bankasının, hepsi Çin menşeli ve hepsi kömür finansmanının ana sağlayıcıları olarak faaliyet gösteriyorlar. Diğer taraftan net sıfır ölçümü ile ilgili bir standart olmaması önümüzdeki günlerde finans kuruluşlarının gündeminde olacağa benziyor.

Karbon Ticareti Konusunda Bir Anlaşma COP26’nın En Büyük Başarısı Olacak

Zirvede ikinci haftaya girerken, müzakereciler, geçmiş COP'larda başarısızlıkla sonuçlanan uluslararası bir karbon piyasası yaratma konusunda görüşmelere başlayacak. Paris Anlaşması'nın karbon piyasalarını düzenleyen 6. Maddesinin ayrıntıları üzerinde bir anlaşmaya varılırsa, piyasa, ülkelerin ve şirketlerin karbon denkleştirme ticareti yapmasına olanak sağlayabilir. Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği’ne (IETA) göre bu, gelişmekte olan ülkeler için 1 trilyon dolara kadar finansman sağlayabilir. Ancak ABD ve Avrupa Birliği'nin küresel bir uzlaşmayı zorlaştırabilecek maddeler öne sürmesi anlaşma önünde engeller oluşturacak gibi görünüyor


Kaynak: Bloomberg Green, ISO Yeşil Blog, Yeşil Gazete

Paylaş: