Nairobi Sözleşmesi İmzalandı: Plastik Kirlenme ile Mücadelede Türkiye Nerede?

Nairobi Sözleşmesi İmzalandı: Plastik Kirlenme ile Mücadelede Türkiye Nerede?

Hedef 2050 yılında kadar küresel ısınmayı 1.5°C’de sınırlamak iken 2050 yılına kadar plastik üretimi, kullanımı ve tasfiyesi nedeniyle ortaya çıkan sera agzı emisyonu toplam emisyonun %15’ini teşkil etmesi beklenmektedir.


Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi 5. Toplantısı’nda Plastik Kirliliği Masaya Yatırıldı

Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi (BMÇM) üye ülkeler beşinci toplantıları için 28 Şubat ile 2 Mart tarihleri arasında Kenya’nın başkenti Nairobi’de bir araya geldi. 175 üye ülkenin Devlet Başkanları, çevre bakanları ve diğer temsilcileri katıldığı gibi iş dünyası ve sivil toplumdan bir çok paydaş da toplantıda bulundu.

Bu toplantının ana konusu; insan hayatı, toplumlar ekonomi ve sürdürülebilir kalınma için hayati bir rolü olan doğanın gözardı edilemez önemini vurgulayan “Sürdürülebilir Kalınma Hedeflerine Ulaşmak için Doğa’ya dair Eylemleri Güçlendirmek” idi. İnsanlığın doğaya verdiği en büyük ve göze çarpan zararı plastik kirlenmedir. Plastik kirlenme, emisyon hacmine katkı sağladığı gibi insan dahil bütün canlıların sağlığını tehdit ediyor.

Türkiye’nin Durumu

Çevre örgütü Greenpeace, Nisan 2021’de yayımladığı raporda Türkiye'nin 2020 yılında da Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülkesi olduğu belirtildi. Rapora göre bir önceki yıla göre plastik atık ithalatında yüzde 13 artış gerçekleşti ve her gün 241 kamyon dolusu plastik atık Türkiye’ye geldi. Son 16 yılda ise Avrupa’dan Türkiye’ye gelen plastik atıklar 196 kat arttı.

Greenpeace Akdeniz’in, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve İngiltere Ulusal İstatistik Dairesi'den topladığı veriler şöyle:

Türkiye, 2020 yılında AB ülkeleri ve İngiltere’den toplam 659 bin 960 ton plastik atık ithal etti.

2019 yılında Avrupa’dan Türkiye’ye gelen plastik atık miktarı 582 bin 296 tondu. Bir yılda plastik atık ithalatı yüzde 13 arttı.

Türkiye, 2020 yılında da Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülke oldu. Ayrıca Türkiye, Avrupa plastik atık ihracatının yüzde 28’ini karşıladı.

Plastik atık ithalatı son 16 yılda (2004’ten bu yana) ise 196 kat arttı.

Türkiye’ye 2020 yılında  en çok plastik atık gönderen (ton) ilk beş ülke: İngiltere (209,642), Belçika (137,071), Almanya (136.083), Hollanda (49.496), Slovenya (24.884).

Paris İklim Anlaşması'yla Türkiye, 2053'te net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Plastik atıkların dönüştürülmesi ve şirketler tarafından dönüştürülmüş ham maddeden üretilen ürünlerin kullanmasının da bu hedefe katkı sağlayacağı belirtiliyordu. İşte geçtiğimiz hafta imzalanan bağlayıcı Nairobi Sözleşmesi ile beraber Türkiye uluslararası bir sözleşmede plastik kirlilik ile mücadelede taraf oldu.

Türkiye'nin halihazırda yıllık geri dönüşümünü gerçekleştirdiği plastik atık miktarı 1,1 milyon tonu buluyor.

Cirosu 1 milyar doları bulan ve 350 bin kişiyi istihdam eden sektörde 1.300 işletme faaliyet gösteriyor. Sektör, yaptığı geri dönüşümle yıllık 1 milyar dolardan fazla ithalatın engellenmesini sağlıyor. Ancak Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için dönüşüm sektörünün büyümesi gerekiyor. Temmuz 2019’da Sıfır Atık Yönetmeliği, Resmi Gazete yayınlanmıştı.

Bu sözleşmeden sonra hem Türkiye’de hem dünyada; plastik üretimi, tüketimi ve atımı için yeni regülasyonlar ve vergi sistemleri uygulanmaya başlanacağı tahmin edilmektedir.

Platik Kirlenme Bitmeyen Bir Pandemi Haline Geldi

BMÇM meclis başkanı ve Norveç Çevre ve İklim Bakanı Espen Barth Eide plastik kirliliğin mücadele edilmesi gereken bir salgın olduğunu vurguladı. 1950 yılında 2 milyon ton olan plastik kirlilik, 2017 yılında 348 milyon tona ulaşmış durumdadır. 2040’a kadar ise 700 milyon ton seviyesine ulaşması bekleniyor. Plastik parçacıkalara maruz kalması doğrudan insan sağlığına, doğurganlığa, vücudun metabolik ve nörolojik aktivitesine olumsuz etki . Yanan plastikler ise hava kirliliğine çok ciddi katkı sağlamaktadır. Hedef 2050 yılında kadar küresel ısınmayı 1.5°C’de sınırlamak iken 2050 yılına kadar plastik üretimi, kullanımı ve tasfiyesi nedeniyle ortaya çıkan sera agzı emisyonu toplam emisyonun %15’ini teşkil etmesi beklenmektedir. Bu anlamda plastik atık sorunu çözülmesi sağlık ve çevre sorunlarının yanısıra emisyon salınımlarında da anlamlı bir düşüşe neden olacaktır.

800’den fazla deniz ve kıyı canlısı, beslenme, plastik metaryallere dolanma ve benzeri tehlikeler nedeniyle plastik kirliliğinden etkilenmektedir. Her yıl 11 milyon ton plastik atık okyanuslara karışmaktadır. Eğer böyle giderse bu rakam 2040’a kadar üçe katlanacaktır.

Döngüsel ekonomiye yöneldiğimizde ise 2040’a kadar okyanuslara karışan plastikleri %80 oranında azalabilecektir. Bu hedefe ulaşmak için daha önce dönüştürülmemiş plastikler %55 oranında azaltılmalıdır ve bu sayede hükümetler 70 milyar $ tasarruf edecektir. Diğer yandan sera gazı emisyonları %25’e kadar düşürülmüş olunacak ve küresel çapta 700 bin ek istihdam yaratılacaktır.

175 ülkenin resmi temsilcileri plastik kirlilik ile mücadele ve bu kirliliği sonlandırmak için 2024’ün sonuna kadar sürecek uluslararası yasalarla bağlayıcı olacak Nairobi Sözleşmesi’ni imzaladı. Bu sözleşmede 14 konuda 14 karar BMÇM tarafından alınmıştır:

1-Plastik kirliliği bitirmek için uluslararası bir enstrümanın ortaya koyulma hedefine dair karar.

2-Döngüsel ekonomiyi sürdürülebilir tüketim ve üretim hedefine ulaşmak amacıyla geliştirme kararı.

3-Sürdürülebilir göl yönetimine dair karar.

4-Sürdürülebilir kalkınma için doğa temelli çözümlerin bulunmasına dair karar.

5-Covid-19 sonrası sürdürülebilir, dayanıklı ve kapsayıcı toparlanmanın çevresel boyutlarına ilişkin karar.

6-Biyoçeşitlilik ve sağlığa ilişkin karar.

7-Hayvanları koruma, çevre ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki ilişkiye dair alınan karar.

8-Sürdürülebilir nitrojen salınımına ilişkin karar.

9-Sürdürülebilir ve dayanıklı altyapı ihtiyacına dair karar.

10-Atık ve kimyasalların doğru yönetilmesine dair karar.

11-Kirliliğin önlenmesi ile kimyasal ve atıkların doğru yönetimine daha iyi bir katkı için Bilim-Politika Panelin'in düzenlenmesine ilişkin karar.

12-Maden ve metal yönetiminin çevresel yönlerine dair alınan karar.

13-Küresel Çevre Görünümü’nün Geleceği’ne ilişkin alınan karar.

14-Birleşmiş Milletler Anlaşması’’nın 101. Maddesi 3. fıkrasına uygun olarak eşit coğrafi paylaşım ilkesinin göz önünde bulundurulacağına dair karar.


Kaynak: UNEP, Euronews, AA

Paylaş: