Tarım ve Gıda'da Artan Maliyetler ve Kriz Riski

Tarım  ve Gıda'da Artan Maliyetler ve Kriz Riski

Ukrayna krizi sonrasında, enerji fiyatları jeopolitik risklerle tavan yaparken ve tedarik zorlukları had safhalarına ulaşırken, dış ticarette korumacılığın da arttığına şahit olduk. Sonuç olarak gıda fiyatları endeksi 2022 yılının ilk 4 ayında tarihte pek eşine rastlamamış seviyelere sıçrarken, uzman kuruluşlar ve yorumcular artık gıda fiyatlarındaki artışın 2022 boyunca gıda krizine sebep olabilecek şekilde devam edeceğini açıkça dillendiriyor.

Giriş

Gıda fiyatları; tedarik sorunları, global ve ulusal arz talep uyuşmazlıkları ve artan enerji fiyatları nedeniyle 2020 sonundan ve 2022’nin başına kadar can yaktı. Ancak Ukrayna krizi sonrasında, enerji fiyatları jeopolitik risklerle tavan yaparken ve tedarik zorlukları had safhalarına ulaşırken, dış ticarette korumacılığın da arttığına şahit olduk. Sonuç olarak gıda fiyatları endeksi 2022 yılının ilk 4 ayında tarihte pek eşine rastlamamış seviyelere sıçrarken (Grafik-1) uzman kuruluşlar ve yorumcular artık gıda fiyatlarındaki artışın 2022 boyunca gıda krizine sebep olabilecek şekilde devam edeceğini açıkça dillendiriyor.

New York Times'a göre, Rus işgalinden bu yana en az 43 korumacı önlem uygulandı. Bu kısıtlar arasında Rusya ve müttefiki Belarus tarafından uygulanan kısıtlamalar ile Endonezya'nın palm yağı ihracatını ve Çin'in gübre ihracatını yasaklaması yer alıyor.

Gübre Sorunu: “Biraz daha pahalı değil, çok daha pahalı!”

Tarihsel olarak, Rusya ve Beyaz Rusya, küresel potasyum ihracatının yaklaşık %40'ını karşılamaktadır. Dünyanın en büyük gübre üreticisi Kanada'nın kır eyaleti Saskatchewan'dır. Ancak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve uluslararası yaptırımlara maruz kalması nedeniyle bu eylatte üretim düştü. Ek olarak, dünyanın en büyük ikinci potasyum üreticisi Belaruskali, Ağustos ayında Başkan Alexander Lukashenko'nun zafer ilan ettiği tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ABD yaptırımlarına maruz kalmıştı.

Rusya ve Ukrayna; azot, fosfor ve potasyumdan yapılan gübrelerin %28'ini ihraç ediyor. Yükselen gübre fiyatları, buğday ve mısır gibi temel gıda maddelerine yönelik artan talebe eşlik etmeye başlamışken, Ukrayna'daki çatışma her ikisinin de arzını kesintiye uğrattı. Kısacası, bu savaş sadece gıda ihracında değil gıdanın en büyük girdisi gübre ihracatında da yapısal sorunlara neden oldu.

Hindistan büyük bir üretici ancak aynı zaman net bir gübre ithalatçısı olarak iç piyasaya fiyat sınırlandırma tedbirleri getirdi. Bu karar, son günlerde global gübre fiyatlarını bir miktar yumuşatsa da bu gevşemenin savaşın neden olduğu yıkıcılık devam ettiği sürece kalıcı olması mümkün görünmüyor. Grafik-2’den de görüşebileceği gibi Çin gübreye yönelik ticari tedbirleri de gübre fiyat endeksini yukarı taşıyan en önemli iki kalemden birisi.


Yakıt Fiyatları: Tarım ve Gübre

Morgan Stanley’in güncel 2022 varil petrol fiyat tahmini 130 $. Yakıt fiyatları tarımsal üretimi iki şekilde etkiliyor. Öncelikle traktör, hasat araçları ve makineleri, jeneratörler gibi modern tarımsal üretimde kullanılan vazgeçilemez teçhizatlar büyük oranda fosil yakıtlar ile çalışmaktadır. Bu akla ilk gelen maliyet kalemindeki artışın şiddeti her bölgede farklı hissedilmektedir. Macaristan, Çin ve Hindistan gibi ülkeler kamu tedbirleri/teşviklerine başvurarak ve ithalatta AB’nin yaptırım yolunu izlemeden etkiyi hafifletmeye -hatta Rusya’ya yaptırımları kendileri için bir avantaj haline getirmeye- çalışırken, AB ülkeleri tarımdan imalat sanayine kadar ciddi bir enerji krizi ile baş başa geldi. ABD ve OPEC+ ülkeleri gibi ülkelerde ise fosil enerji kaynakları nedeniyle daha ılıman bir enerji fiyat artışı mevcut.

Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir diğer nokta da fosil kaynakların sadece yakıt olarak kullanılmadığıdır. Tarım ilaçları ve gübreler çoğunlukla petrol bazlıdır. Örneğin mısır, kanola ve buğday dahil olmak üzere birçok ürünün üretiminde azotlu gübre yoğun kullanılır. Artan fosil yakıt fiyatlarının yanı sıra yaptırımlar ve savaş sonucunda bozulan gübre hammadde tedarik zinciri nedeniyle gübre fiyatları üzerindeki baskı devam edecek. Türkiye için dolar kurundaki hareketliliği de hesaba kattığımızda, gübre fiyatlarında küreselden oldukça negatif ayrıştığını söyleyebiliriz.

Türkiye’de Gıda Enflasyonu: “Kötü Günler Geride Kaldı, Sırada Daha …”

Küresel ve ulusal gıda fiyatları, COVID-19 pandemisi kaynaklı tedarik zinciri kesintileri nedeniyle artmıştı. Ulusal düzeyde fiyat artışlarının diğer bir kaynağı ise kur etkisiyle ÜFE ve TÜFE üzerinde oluşan baskılardı. Bu ikinci neden, hiç şüphesiz hükümetin iddiasının aksine, global gıda enflasyonunu katbekat aşmamıza sebep oldu/olmaktadır. 

Yukarıdaki başlıklarda açıklandığı gibi hem gübre hem yakıt fiyatlarının artışı ve tedarik sorunları ile beraber bütün kürede gıda fiyatlarında trend dışı artışlar görülecek. Ancak Türkiye’nin yine bu konuda negatif ayrışacağı düşünülüyor. Bunun en büyük nedeni aşamalı veya aralıksız yükselen döviz kuru ve enflasyonun yayılma mekanizmasıdır. Net rakamlar verilmesi mümkün olmasa da bu yaz vatandaş için hayret verici tarımsal ve hayvansal gıda fiyatları ile karşılaşacağız.

Hindistan dünyanın en büyük ikinci buğday üreticisi, ancak küresel buğday ticaretinin %1'inden daha azını gerçekleştiriyor. Yoksullara sübvansiyonlu yiyecek sağlamak için çoğunu elinde tutan ve savaş sonrası küresel talebe cevap vermeye çalışan Hindistan, aşırı sıcakları gerekçe göstererek buğday ihracatını durdurduğunu duyurdu. Halbuki Hindistan lideri Modi, mayıs ayı başında Batı'ya karşı, dünyaya yardım eli uzatacak bir Hindistan bahsediyordu. Fransa’da ise kuraklık beklentisi nedeniyle buğday üretimi düşerken, ABD’de de üretimin düşük gerçekleşmesi bekliyor. Bu nedenlerle de buğday fiyatlarında yukarı yönlü hareketin devamlılığı bekleniyor. 

Ekmek fiyatlarının artması, Fransız ve Rus devrimlerinden Arap baharına kadar tarih boyunca toplumsal huzursuzluklara yol açmıştır. Reuters’e göre, İran'da yaşanan protestoları, başta ekmek fiyatları gıda fiyat artışları ateşledi. Sri Lanka’da da gıdaya erişim sorunlarının protestoların en önemli tetikleyicilerinden olduğu biliniyor. Dolayısıyla, tarımsal gıdalardaki arz talep uyuşmazlıklarının toplumsal kargaşalara neden olabileceğini söyleyebiliriz. İnsanoğlu tarım toplumuna geçeli binlerce yıl oldu ama ekmek hala dünyanın istikrarı için çok önemli; ve tehlikeli biçimde pahalanıyor. Dünya Bankası, gıda krizine karşı gelecek 15 ay içinde 30 milyar dolarlık kaynak ayıracağını duyurdu. Ancak özellikle gelişmiş ülkeler tarafından aksiyon alınması bu zorlu dönemin atlatılması için kaçınılmazdır. 

Diğer bir yandan tahılın silah vasfını tekrar kazandığını söyleyebiliriz; Rusya’nın ve müttefiklerinin küresel gıda fiyatlarını manipüle edici kararları bunun bir göstergesidir. tarihteki halkları aç bırakarak terbiye etme girişimlerinin, küresel bir demosuna şahit oluyoruz.  

Küresel Gıda Sorununa Çözüm Arayışları

DTÖ'nün gıda sorunlarında geçmişten beri dillendirdiği öneri bellidir. Buna göre tarım ve gıda konusunda korumacı politikalar yerine ticarete açık olmak küresel düzeyde fayda sağlayacaktır. Ülkelerin -özellikle ihracatçı ülkelerin- korumacılık yerine ticareti tercih etmesi açlık, kıtlık ve toplumsal kargaşaların önüne geçmekte yardımcı olacaktır. 

Diğer bir yandan ise BM ve birçok ülke Ukrayna’ya Rusya’nın fiili olarak uyguladığı tahıl ihracat ambargosunu barışçıl yollarla sonlandırma çağrısı yapmaktadır. Ancak bu önerinin daha ciddi biçimde dillendirilmesi önemli. Hem mevcut stokların hem de bu yaz alınacak tarımsal çıktının uluslararası ticarete konu olabilmesi Türkiye ve Dünya için kritik öneme haiz. Somali, Yemen, Eritre, Sudan, Mısır gibi bazı Orta Doğu ülkelerinde yakın vadede kriz ve buhran düzeyinde gıda sorunları yaşanması bekleniyor (Grafik-5).

Bir çok uzmanın dile getirdiği gibi yeni tarım tekniklerinin, geleneksel tarım maliyetlerine kıyasla cazip kaldığı ve muhtemelen bir süre daha kalacağı bu ortamda uygulanabilirliği kamuoyuna hatırlatılmalıdır. Tarımsal inovasyonlar uzun vadede küresel ısınma ile mücadele, tarımda verimlilik ve yeşil tarım bağlamında önemli bir konu olarak öne çıkmaktadır. Yakıt ve elektrik fiyatlarının yüksek oranlarda arttığı ülkemizde ve dünyada özellikle şehirlerde ve şehirlere yakın bölgelerde inovatif tarım işletmelerinin maliyet avantajı daha yüksektir. 

Ayrıca tarım’da doğru gübre kullanımı ve verimlilik arttırıcı tedbirlere vurgu yapılabilir. Milli gelirin %6,8’ini tarımdan elde eden Türkiye, tarımdan 54 milyar dolar gelir elde etmektedir. AB ortalama tarım verimliliğini yakaladığında elde edilen çıktı 180 milyar dolar civarında olacağı tahmin edilmektedir (Tarım Raporu’muza ulaşmak için tıkayınız.). 

Son olarak ise devletlerin alacağı aksiyonların gündeme geldiğini vurgulamak gerekiyor. ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack aynen şöyle diyor: “Pandemi’den Putin’in sebepsiz savaşına kadar, son zamanlarda yaşanan tedarik zinciri sorunları bize doğrudan ana vatanda tarımsal tedarik zincirine yatırım yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.” Bakan devamla, planlı yatırımların üretim ve istihdamı ABD’ye döndürme hedefiyle uygulanacağından bahsediyor. Dünya'da artık piyasalardaki istikrarı korumak için kamunun doğrudan üretime yönelik kapsamlı politikalar geliştirdiği hatta kimi zaman üretici rolünü üstlendiği bir iklime girmiş bulunuyoruz. 

Paylaş: