TÜFE endeksli ve değişken faizli tahvillerin Nisan 2022’teki payı, 2003 payına (2003 Ocak - %63,1) yaklaşmış durumda. Aslında Türkiye’de TÜFE endeksli ve değişken faizli tahvil payı her zaman yüksekti ancak 2015-2019 arasında tarihi düşük seviyelerini görmüştü. Artan enflasyon ile beraber tahvillerin maliyeti yüksek boyutlara ulaştı. TÜFE endeksli tahvil oranı artış gösterdi, 2003 başında TÜFE endeksli tahvillerin toplam TL borçlardaki payı %17,36 iken, 2022 Nisan’da bu oran %36’ya gelmiştir.
Kamu Borçlarına Kısa Bir Bakış
Hazine’ye Brüt Maliyet: 8 ayda 944,2 Milyar TL
TCMB’nin politika faizi indirimlerine başladığı Eylül 2021’den Nisan ayına kadar -8 ayda- toplam kamu borcu 944,2 milyar TL artış gösterdi. Kamu borçlarındaki artışın nedeni döviz cinsi borçların ve TL cinsi değişken ve TÜFE endeksli tahvillerin, gittikçe artması.
Döviz Cinsi Borçlar
Her ne kadar Hazine için herhangi bir temerrüt riskinden bahsedilmiyor olunsa da CDS primlerinin 700 puan üzerine oturması risk algısının bir takım gerçekçi nedenlere dayandığına işaret ediyor. Öncelikle kamu maliyesini yıpratıcı maliye politikaları ve TCMB net rezervlerinin negatif durumu risk algısını en çok etkileyen iki unsur. Ancak önemli bir başka etken de dış ticaret açığının sadece ilk 4 ayda 32.5 milyar dolar olarak gerçekleşmesidir.
Son yıllarda artan mali yükün döviz cinsi borçlanmalar üzerinden alındığı Grafik-1'den anlaşılıyor. Nitekim 2018'de %33 seviyesinde bulunan döviz cinsi kamu borçalrının payı Nisan 2022'de %56,06'ya kadar yükselmiştir.
Dolarizasyonu kırma hedefiyle bireysel yatırımcılara yönelik enflasyon endeksli yeni bir tahvil tipinin çıkması durumunda Hazine'nin kısa vadede borç yükü ciddi oranda artmasa bile orta ve uzun vadede tavilllerin kupon ve vade ödemeleri geldiğinde Hazine'ye olan yük sabit faizli tahvile göre ciddi oranda artmış olacaktır.
Kısacası mevcut kamu borcu kompozisyonu düşünüldüğünde gelecek yıllarda Hazine'nin borç ve faiz yükünün artacağını söyleyebiliriz.