Yeşil İşler Bölgelerarası Farklılaşma Gösteriyor

Yeşil İşler Bölgelerarası Farklılaşma Gösteriyor

Yeşil dönüşüm küresel bir çaba olsa da işgücü piyasasına etkisi yereldir.  Yeşil politikaların yaratılma sürecindeki gündemlere yerel bir mercek uygulamak; kimsenin geride kalmamasını sağlayan adil bir yeşil geçişin önünü açabilecektir.


Eldeki veriler, yeşil işlerin büyük şehirlerde ve başkent bölgelerinde yoğunlaşmakta olduğunu gösteriyor. 25 ülkeden 19'unda başkent bölgesi yeşil işlerde en yüksek paya sahip. Bu nedenle, genellikle büyük şehirlere ev sahipliği yapan daha zengin şehirler yeşil dönüşümde öne geçtikçe, bazı bölgeler daha da geride kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Yeşil dönüşüm; işleri, firmaları ve mekanları yeniden şekillendiriyor. Net sıfıra ulaşmak için yarışırken, yeşil işlerin coğrafyasında ortaya çıkan boşluklarla birlikte "kazananlar ve kaybedenler" de yaratıyor. Kontrol edilmediği takdirde bu durum bazı yerlerin geride kalmasına yol açarak yeşil dönüşümü tehlikeye atabilir. Şehirler ve bölgeler yeşil iş yaratımını artırmak için ne yapabilir?

Net Sıfıra Ulaşmak için Yavaş Tempo

Yeşil işler, sürdürülebilir bir ekonomiye geçişin önemli bir parçası ancak taze bir OECD raporu (İstihdam Yaratımı ve Yerel Ekonomik Kalkınma Raporu  2023), son on yılda yeşil işler yaratma konusunda neredeyse sıfır ilerleme kaydedildiğini ortaya koyuyor. Yeşil yeteneklere olan yüksek talebe ve hükümetlerin ve işletmelerin yeşile yönelmek için yatırım yapmaları nedeniyle "yeşil yetenek" sıkıntısı yaşanmasına rağmen, yeşil işlerin yaratılması gerçekten yavaş ilerliyor. OECD üyesi 30 ülkede yeşil işlerde çalışanların payı 2011 ve 2018 yılları arasında sadece %2 oranında artmış ve daha önemlisi ülkeler arasında bölgesel bir yeşil iş ayrımı ortaya çıkmıştır. Bu bölgesel gelişmişlik farklılıklarında yeni bir tartışma başlatıyor.

Şehirler ve Bölgeler için Çifte Avantaj

Yeşil işler şehirlerde ve başkent bölgelerinde yoğunlaşıyor. 25 ülkeden 19'unda başkent bölgesi yeşil işlerde en yüksek paya sahiptir. Bazı başkentler çevreyi kirleten işlerin düşük bir oranına sahiptir Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu alanlarda iş kaybı riski daha az olması bekleniyor. Kirletici işler Fransa'da istihdamın %10'unu oluştururken bu oran Fransa'nın geri kalanında %16'dır. Baltık ülkeleri gibi diğer başkent bölgelerinde yeşil işlerin ve kirletici işlerin payı yüksektir.
Büyük şehirlerde daha fazla yeşil iş mevcut çünkü bu işlerin çoğu zaten geleneksel olarak şehirlerde yoğunlaşmış olan mühendislik, mimarlık ve bilimsel ve teknik meslekler gibi yüksek vasıflı, bilgi yoğun faaliyetlerdir. 

 Merkezlerden Uzak Bölgeler Geride Kalıyor

Buna karşılık, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Kuzey Amerika'nın ücra bölgelerinde yeşil işlerin payı %7'ye kadar düşebilmektedir. ABD'nin en kırsal ve sınır bölgelerinden biri olan Güney Dakota'da yeşil işlerin payı %10'un altındayken, Washington'daki metropol Columbia Bölgesi'nde bu oran %25'in üzerindedir. 

Kırsal alanlar güneş, rüzgar veya hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji yatırımları için muazzam bir potansiyele sahip olsa da, bu sektörlerde yaratılan işler, genelde yerel olmaz. Mühendisler, avukatlar ve danışmanlık firmaları bu projelerde büyük şehirlerden uzaktan çalışmakta ve inşaat işçileri bölgelerde sadece kısa bir süre bulunmakta ve iş bitince hızla ayrılmaktadır. Örneğin; İspanya'dan elde edilen kanıtlar, rüzgar yatırımlarının yerel istihdam etkilerinin sıfıra yakın olduğunu göstermektedir.

Bu arada, çevreyi kirleten işler, kişi başına düşen GSYH'nin düşük olduğu bölgelerde yüksek bir paya sahip. Bu durum, yeşil dönüşüm sürecinde yüksek kirletici işlere sahip bölgeleri daha büyük iş kayıplarına ve bölge insanını ekonomik faaliyetlerin ortadan kalkmasına karşı savunmasız bırakmaktadır. Örneğin, Yunanistan'daki Batı Makedonya kömür madenciliği bölgesi 2021 yılında yaklaşık %20 ile en yüksek ulusal işsizlik oranına ve %7 ile en düşük ulusal yeşil iş payına sahipti.

Peki, Bu Bölgeleri Dezavantajlı Kılan Nedir?

Madencilik, imalat, petrol ve gaz gibi emisyon yoğun sektörler genellikle yoksul veya merkezlerden uzak bölgelerde yoğunlaşmakta, bu da daha yüksek oranda kirletici iş ve daha fazla iş değiştirme gerekliliği ihtiyacı yaratmaktadır. Bu nedenle bazı bölgeler, yeşil dönüşümde öne geçtikçe, diğerleri daha da geride kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

Bölgesel Farklılıkları Azaltmak Nasıl Mümkün Olur?

-Yeniden Eğitimlerle ve Yetenek Geliştirerek Yeşil İstihdam Yaratımı Projeleri: Çevreyi kirleten işlerde çalışanların yeniden vasıflandırılması ya da yeniden işe yerleştirilmesi, bölgelerin yüksek işsizlikle baş başa kalmamasını sağlamaya yardımcı olabilir. Örneğin; İspanya'nın Adil Geçiş Stratejisi (Just Transition Strategy), kömüre bağımlı bölgelerdeki işçilerin yeniden vasıflandırılmasını desteklemektedir. 2022 yılında Carboneras kömür santralinin kapatılmasının ardından, yerel paydaşlar 500 yerel işçinin yeniden eğitilmesi ve yeniden yerleştirilmesi için 150.000 Avroluk Futur-e programını başlatmıştır. Bu tarz yerel ve spesifik projelerin kesin ve olumlu sonuçlar yaratabildiği görülmektedir.

-Yeşil Girişimciliği Bölgelerde Desteklemek: Geri kalmış bölgeler de yeşil girişimciliğe katılımı artırmaya çalışmanın anlamlı potansiyel bir etkisi olacaktır. İspanya, İrlanda ve Litvanya'nın kırsal bölgelerindeki yetişkin kadınlara yeşil girişimcilik becerileri kazandıran AB destekli Greenworal projesi buna bir örnek teşkil ediyor. Greenworal projesinde amaç, kırsal alanlarda doğal kaynak kullanımı ve kâr etme hedefi arasında bir denge sağlamak ve aynı zamanda geleneksel olarak iş kurmada ve yeşil dönüşümde engellerle karşılaşan kadın girişimcileri güçlendirerek yeşil dönüşümde kapsayıcılığı artırmaktır. Bu gibi projelerin yerel kalkınmanın kapsayıcılığı ve hedeflere ulaşmak açısından büyük bir etki yaratabilir.

Yeşil Dönüşüm Küresel Ancak Etkileri Yerel!

Yeşil dönüşüm küresel bir çaba olsa da işgücü piyasasına etkisi yereldir. Politika yapıcılar ve yerel aktörler, bölgelerin yeşil dönüşüme katkıda bulunmalarına ve bu dönüşümün faydalarını paylaşmalarına yardımcı olmak için hedefe yönelik destek sağlamalıdır. Yeşil politikaların yaratılma sürecindeki gündemlere yerel bir mercek uygulamak; kimsenin geride kalmamasını sağlayan adil bir yeşil geçişin önünü açabilecektir.



Kaynak: OECD-Cogito Blog, Lukas Kleine-Rueschkamp ve Lana Fitzgerald, "WILL THERE BE A GREAT GREEN DIVIDE?", Mart 2023

Paylaş: