Türkiye KOBİ Görünümü Raporu (2022) Yayınlandı

Türkiye KOBİ Görünümü Raporu (2022) Yayınlandı

Türkiye KOBİ Görünümü Raporu'nun amacı KOBİ’lerin Türkiye ekonomisindeki yeri ve son on yıl içindeki performansını incelemektir.

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ'ler), genellikle ekonominin dinamizmini ve yenilenmesini sağlayan kaynaklar olmasına rağmen, finansmana erişim, yeni teknolojilere ulaşım ve etkili iş yönetimi gibi konularda büyük işletmelerden daha fazla zorluklarla karşılaşırlar. Türkiye'de TÜRKONFED tarafından yürütülen "İşimi Yönetebiliyorum (İY)" Projesi, KOBİ'lerin kapasitelerini geliştirmeyi ve rekabetçi olabilmeleri için gerekli eğitim, bilgi ve destekleri sağlamayı hedeflemektedir. Proje kapsamında verilen eğitimler ve desteklerin KOBİ'lerin verimliliklerini artırması beklenmektedir. Bu rapor, Türkiye'deki KOBİ'lerin 2010-2021 dönemindeki performansını ve İY Programı'nın uygulamalarını incelemekte ve KOBİ'lerin AB ve OECD ülkelerinden nasıl farklılaştığını irdelemektedir.

Öneriler

1) Türkiye’de KOBİ’ler istihdam açısından çok önemli bir rol üstelenmiştir. Aynı zamanda yaratılan yeni işlerin önemli bir bölümü KOBİ’ler tarafından yaratılmaktadır. 

Türkiye genelinde 2010-2022 yılları arasında mikro işletmelerin istihdam payı 2016 yılına kadar düşmüş, daha sonra tekrar yükselmiştir. Mikro ve küçük işletmelerin payı 2010 yılında yüzde 61 iken 2022’de yüzde 57’ye düşmüştür. Büyük işletmelerin payı ise yüzde 22’den yüzde 27’ye yükselmiştir. 2022 itibari ile çalışan sayısı 1-9 arasında olan mikro işletmelerin toplam istihdamdaki payı yüzde 37, çalışan sayısı 1-249 olarak tanımlanan KOBİ’lerin payı ise yüzde 73 olmuştur. Bu paylar Avrupa Birliği ortalamalarının (2020 yılında sırasıyla yüzde 29 ve 64) üzerindedir, ancak KOBİ’lerin görece daha yaygın olduğu İspanya ve İtalya gibi ülkelerdeki paylara yakındır. 

Mikro ve küçük işletmelerde istihdamın sektörel dağılımında en büyük pay toptan ve perakende ticaret sektöründedir. Orta büyüklükteki işletmelerin istihdam dağılımında ticaretin payı daha düşük, imalat sanayinin payı ise daha yüksektir.

2)KOBİ’lerde işgücü verimliliği büyük işletmelerdeki işgücü verimliliğinin oldukça gerisindedir. Büyük işletmeler ile özellikle mikro ve küçük işletmelerdeki işgücü verimliliği farkı Türkiye’de AB ortalamalarına göre çok yüksektir.

Türkiye’de KOBİ’lerin ortalama verimlilikleri büyük işletmelerin verimliliklerine göre oldukça düşüktür. 2022 yılında büyük işletmelerde ortalama işgücü verimliliği mikro işletmelerin yaklaşık 5.5 katı, küçük işletmelerin yaklaşık 2.3 katı kadardır. Bu oranlar AB üye ülkelerine göre çok yüksektir. AB ülkelerinde büyük işletmelerde verimliliğin mikro işletmelere oranı 2-3, küçük işletmelere oranı ise 1.2-1.5 arasında değişmektedir (2020 verileri). Bir başka ifade ile KOBİ’ler çok iş yaratmak konusunda oldukça başarılı iken, verimliliği yüksek iş yaratma konusunda ise başarılı değillerdir. Türkiye’nin verimliliği daha yüksek ve rekabetçi bir KOBİ ekosistemine sahip olmadan gelişebilmesi oldukça güçtür.

Türkiye genelinde büyük işletmelerde işgücü verimliliğinin mikro işletmeler işgücü verimliliğine oranı 2014 yılına kadar düşme eğiliminde iken, daha sonra yeniden yükselmiş, bu yükselme pandemi döneminde hız kazanmıştır. Yani Türkiye genelinde mikro işletmelerin göreli durumu son 7-8 yıl içinde kötüleşmiştir.

İşgücü verimliliğinin zaman içindeki seyri izlendiğinde 2010-2022 yılları arasında Türkiye genelinde orta ve büyük işletmelerde işgücü verimliliğinin mikro ve küçük işletmelere göre daha hızlı arttığı görülmektedir.

3) KOBİ’ler genellikle teknoloji ve bilgi yoğunluğu düşük olan sektörlerde bulunmaktadır.

2020 yılında toplam KOBİ’lerdeki istihdamın yaklaşık yüzde 48’i düşük bilgi yoğun hizmet sektörlerinde ve yüzde 11’inin ise düşük teknoloji imalat sanayi sektörlerindedir. Yüksek teknoloji sektörü istihdamın binde 3’ünü karşılarken, orta düşük ve orta yüksek teknoloji sektörlerinin istihdamdaki payları sırasıyla yüzde 6,9 ve 3,6 seviyesindedir. Son 10 yıllık dönemde teknoloji yoğunluğuna göre istihdam dağılımında önemli bir gelişme olmazken, olumlu bir gelişme olarak bilgi yoğun sektörlerin toplam istihdamdaki payı yüzde 7,2’den 8,7 ye ulaşmıştır.

4) Yeni doğan ve ölen firmaların kanalıyla oluşan istihdam artışı ve azalışı oldukça fazladır. 2011-2020 döneminde doğan firmalar kanalıyla her yıl ortalama 635 bin istihdam yaratılırken, ölen firmalar kanalıyla yaklaşık 300 bin istihdam azalmıştır.

Firmaların hayatta kalma sürelerine baktığımızda yeni doğan mikro ölçekteki her 100 firmadan birinci senenin sonunda 78’i, üçüncü senede 51’i, beşinci senede ise 38’i hayatta kalmaktadır. Yaş ölçekle doğru orantılı bir seyir izlemektedir. Mikro ölçekteki firmaların yaklaşık yüzde 36,7’si, küçük firmaların yüzde 24,3’ü, orta ve büyük ölçekteki firmaların ise sırasıyla yüzde 17,1 ve yüzde 9’u, beş yaş ve altındadır. Yaş dağılımına baktığımızda sektörler arasında farklılıklar söz konusudur. Ulaştırma, imalat ve eğitim sektöründe faaliyet gösteren firmaların daha olgun olduğu, idari ve destek hizmeti faaliyetleri ile bilgi iletişim sektörlerindeki firmaların daha genç olduğu göze çarpmaktadır.

5) Avrupa Küçük İşletmeler Yasası KOBİ Performans Göstergeleri’ne göre Türkiye ve AB karşılaştırıldığında, girişimcilik hariç diğer alanlarda Türkiye’nin AB’nin gerisinde kaldığı görülmektedir.

“Avrupa Küçük İşletmeler Yasası” KOBİ Performans Göstergeleri Türkiye’deki bürokratik yükün hala AB ülkelerine göre yüksek olduğunu ve Türkiye’de ekonominin verimliliğini arttırmak için gereken yasal mevzuatların AB’nin gerisinde olduğunu göstermektedir. Beceriler ve yenilik ile ilgili indikatörlere baktığımızda Türkiye’de KOBİ’ler inovasyonda bulunduğunu belirten KOBİ’lerin oranı yüksek gözükmektedir. Buna karşılık bulut hizmeti kullanma, satışta kendi web sitelerini kullanma, personele eğitim verme gibi sahip olduğu imkanlar ve insan gücü göstergeleri bağlamında Türkiye’deki KOBİler AB ortalamalarının oldukça gerisindedir.

6) Dijitalleşme ve bilişim teknolojisi (BT) kullanımı verimlilik artışı ve rekabet gücü kazanmanın önemli unsurlarından ancak Türkiye OECD verilerinde ilgili parametrelerde son sıralarda yer alıyor.

Türkiye OECD ülkeleri arasında, internet sayfasına sahip olan KOBİ’lerin oranına göre sonuncu sıradadır. Bunun yanında yine e-ticaret özelliğine sahip web sitesi olan ve sosyal medya kullanan KOBİ’ler sıralamasında Türkiye, OECD sonuncusudur. Modern teknolojilerden 3D yazıcı, yapay zekâ, nesnelerin interneti, bulut servisleri ve büyük veri analizi klasmanlarında da Türkiye’deki KOBİ’ler OECD sonuncusudur.

7) Türkiye ile AB arasında elde kalan tek kurumsal çerçeveye sahip diyalog alanı olan ticaret konusuna yeni bir soluk getirme potansiyelini taşımaktadır.

Dünya küreselleşmenin yeniden yapılandığı bir dönemin içinden geçmektedir. Bu yeniden yapılanma sürecinde çok taraflı ticaret rejiminde gerçekleşecek değişiklikler ve küresel tedarik zincirlerin yeniden tanzimi Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’ler için önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu çerçevede, KOBİ’lerin hem verimliliğini artırıcı dönüşümün sağlanması hem de yeni oluşacak küresel ticaret düzeninin dışında kalmaması için AYM ile uyumları önemli bir fırsat sağlamaktadır.

Ancak AYM Türkiye açısından potansiyel olumsuzluklar da içermektedir. AYM bir yandan Türkiye’nin ihracat ürünlerinin rekabetçiliğine zarar vermekte, diğer yandan Gümrük Birliği (GB) anlaşmasının uygulamasında sorunlara neden olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, bir yandan AB’nin iklim değişikliği ile mücadelesini memnuniyetle karşıladığını ifade ederken diğer yandan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın (SKDM) GB anlaşması ile uyumsuzluğu üzerinden itiraz etmektedir. 

KOBİ’lerin AYM çerçevesine uyum sağlamaları, ve bu verimlilik artışı fırsatını değerlendirebilmeleri için hem dijitalleşme hem de yeşil dönüşümü bir arada götürmeleri gerekmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi hem gerekli düzenlemelerin yapılması, hem destekleyici mali araçların sunulması, hem de beşeri becerilerin kalitesinin arttırılabilmesine bağlı olacaktır.

Öneriler
1) KOBİ’ler hakkındaki en önemli gündem maddesi verimlilik artışıdır: 

Türkiye'deki KOBİ'ler önemli bir istihdam ve iş yaratma rolü üstlenirken, işgücü verimlilikleri potansiyellerinin altında kalmaktadır. Bu nedenle, ülkenin öncelikli konularından biri, KOBİ'lerin verimliliklerini artırarak daha rekabetçi hale getirerek geniş çapta refah artışı sağlamaktır.

2) KOBİ politikalarını iyi tasarlayabilmek için verimliliğin önündeki engeller hakkında daha fazla veri ve bilgi gerekmektedir:

KOBİ'lerin düşük işgücü verimliliği nedenlerini tam olarak belirlemek için daha fazla bilgi gereklidir. Bu bilgi, yöneticilerin ve çalışanların eğitim seviyeleri, dijitalleşme düzeyleri, finansmana erişimleri ve bölgesel eşitsizlikler gibi konuları içermelidir. Bu bilginin bir kısmı mevcut veri tabanlarından elde edilebilirken, diğerleri için sistematik anketlere ihtiyaç vardır. Bu nedenle, kaynak ayrılması ve araştırmaların koordinasyonu önemlidir.

3) Mevcut KOBİ teşvik politikaları daha sistemli bir biçimde değerlendirilmelidir:

Mevcut KOBİ teşvik politikalarının gözden geçirilerek yenilenmesi gerekmektedir. İstihdamı ve araştırma-geliştirme faaliyetlerini desteklemek için çeşitli araçlar içeren teşvik mekanizmalarının etkisi üzerine yapılan çalışmaların arttığı gözlemlenmektedir. Bu tür çalışmaların daha sistematik ve politika tasarımına katkı sağlayacak şekilde yapılması, KOBİ politikalarının etkinliğini artırabilir.

4) Profesyonel danışmanlık piyasasının iyi çalışması sağlanmalıdır:

KOBİ'lerdeki beceri eksikliğini azaltmanın bir yolu, danışmanlık hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulması ve KOBİ'lerin ihtiyaç duydukları becerileri kiralamasıdır. Danışmanlık piyasasının etkinliğiyle ilgili bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu piyasanın etkinliğini değerlendirmek ve düzenlemeler yapmak faydalı olacaktır.

5) İş geliştirme teşviklerinin düzene konulması, KOBİ’lerin etkinliklerini artırabilir:

KOBİ yardım programlarını daha iyi denetlemek ve izlemek için Kore'deki KOBİ yardım programlarına benzeyen bir dijital yönetim sistemi geliştirmek faydalı olabilir. Bu çerçevede tüm programlar şeffaflık kurallarına göre raporlanmalı ve programların ön ve nihai değerlendirmeleri sistematik bir şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, şeffaflığı artırmak için resmi kamu-özel istişarelerin zorunlu hale getirilmesi düşünülmektedir.

6) Eğitim sisteminin kalitesi arttırılmalı ve eğitim kaynaklarına erişimdeki eşitsizlik azaltılmalıdır:

Küçük işletmelerde iş sahiplerinin veya yöneticilerinin beceri düzeyi, işgücü verimliliğiyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle, eğitim kalitesinin her seviyede artırılması, KOBİ'lerde verimliliğin artması için kritik bir ön koşuldur.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Paylaş: