Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın Bölgesel Kalkınma Ajansları Paneli Sunuş Konuşması

Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan'ın Bölgesel Kalkınma Ajansları Paneli Sunuş Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Enis Özsaruhan, 22 Eylül 2005 tarihinde Ankara'da ''Bölgesel Kalkınma Ajansları Paneli Sunuş Konuşması''nı gerçekleştirdi.

Sayın Bakanım, Sayın Müsteşarım,

Sayın Valiler, Sayın Belediye Başkanları, TÜRKONFED’in değerli üyeleri, Değerli basın mensupları,

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. “Türkiye’de ve Dünyada Bölgesel Kalkınma Ajansları” panelimize hoş geldiniz. TÜRKONFED olarak, bu paneli düzenlerken tek bir amaçla hareket ettik: Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyan Bölgesel Kalkınma Ajansları konusunu ülke gündemimizin üst sıralarına taşınmasına destek vermek…

Hiç kuşkusuz, bu tür yenilikçi uygulamaların başarısı, topluma iyi anlatılmasıyla sıkı sıkıya ilgili. Bu görev de asıl olarak hükümete ve DPT’ye düşüyor. Ancak biz de TÜRKONFED olarak, gönüllü bir biçimde bu görevi paylaşma arzusundayız. Çünkü “Bölgesel Kalkınma Ajansları” konusu, konfederasyon olarak, ilk kuruluşumuzdan beri gündemimizde. Hatta, 5 bölgesel 1 sektörel federasyondan oluşan konfederasyonumuzun bölge tanımları, kuruluş aşamasında, kalkınma ajansları için yapılan bölge tanımlarına uygun biçimde şekillendirildi.

İzin verirseniz, neden bu konuyu gönüllü olarak sahiplendiğimizi, neden “Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını düşündüğümüzü ve neden ülke gündeminin ilk sıralarına taşımak istediğimizi kısaca açıklayayım:

TÜRKONFED, 7500’ü aşkın iş insanının üyesi olduğu 65 dernek tarafından oluşturulan 5 bölgesel 1 sektörel federasyonun kurduğu bir konfederasyondur. Bu konfederasyon 143 milyar dolarlık iş hacmine sahip, 42 milyar dolarlık ihracat yapan, 1 milyon kişi çalıştıran iş insanlarının gönüllü örgütü. Konfederasyonumuzun çatısı altında büyük kuruluşlar da yer almakla birlikte, çoğunluğumuzu Anadolu’nun dört bir yanında faaliyet gösteren küçük ve orta boy işletmeler oluşturuyor.

Bu işletmeler ve arkalarındaki girişimciler, bulundukları bölgelerin kalkınmadan aldığı payın düşüklüğü nedeniyle, sahip oldukları girişim potansiyelini yeterince kullanamamanın sıkıntısını her gün yaşıyorlar. Dünya deneyimleri, Bölgesel Kalkınma Ajansları’nın bu konudaki başarısını ortaya koyduğundan, bölgelerin göreli üstünlüklerinin değerlendirilmesinde kalkınma ajanslarının etkili olabileceği umudunu taşıyorlar. Öte yandan, bölgelere bu şekilde yaklaşılmaya başlandığında, sektörel politikaların da daha iyi şekillendirileceği, sektör bölge eşleştirmelerinin daha doğru biçimde yapılarak yatırımların etkinliğinin artırılacağı düşünülüyor.

Bu nedenle TÜRKONFED olarak bölgesel göreli üstünlükleri ve bölgedeki girişimcilerin bölgenin geleceğinin şekillendirilmesine nasıl baktıklarını saptamaya yönelik çalışmalar başlattık. Bu çalışmaların ilkini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için yapmış, sonuçlarını da kamuoyuna Haziran sonuna doğru, Elazığ Başkanlar Konseyi’mizde açıklamış bulunuyoruz. Benzeri bir çalışmayı İç Anadolu için gerçekleştirdik. Onun sonuçlarını da yarın yapılacak olan Ankara OSTİM Başkanlar Konseyi’nde kamuoyuyla paylaşacağız.

Bu çalışmalarımız kendi başlarına bir mikro planlama girişimi değil. Daha ziyade, bölgesel kalkınmaya dönük mikro planlama çalışmalarına bir temel teşkil etme, bu planlara bölge insanının düşünce ve yaklaşımlarını katma amacını taşıyor.

Konunun Türkiye’nin geleceği açısından taşıdığı öneme gelince…

Türkiye, kriz sonrasında, mali disiplini sağlayarak, yapısal reformlara ağırlık vererek, genelde istikrarlı bir ekonomik ve siyasal ortam yaratarak makroekonomik dengelerini önemli ölçüde düzelten bir seyir izledi. Ancak bu başarılı ekonomi yönetimi, işsizliğin azaltılmasına, bölgesel dengesizliklerin giderilmesine katkıda bulunamadı.

Bugün gelinen noktada, yeni istihdamın yeni yatırımlarla mümkün olabileceğini, bunun için özellikle küçük ve orta boy sanayilerin girişim potansiyellerinin kullanılmasının önemli olduğunu, yatırımların yurt sathına yayılmasına ihtiyaç olduğunu görebiliyoruz.

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme çizgisini yakalayabilmesi için, ulusal makro stratejilerin, sektörel-bölgesel mikro politikalarla desteklenmesi gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Bölgelerin ve sektör yapılarının derinlemesine incelenmesi, göreli üstünlüklerin tespit edilmesi, potansiyellerin harekete geçirilmesi, tüm Türkiye’nin, istihdam yaratan, yurt sathına yayılan, sektörlerin gelişmesini teşvik eden sürdürülebilir ve hızlı bir büyüme sürecine geçmesi için elzem gözükmektedir. Ekonomik, siyasal ve sosyal istikrar buna bağlıdır.

Bölgesel kalkınma stratejileri global dünyanın yarattığı bir gelişmedir.  Küreselleşme yerel ekonomilerin önemini artırmış, yerel girişimcilerin dünya piyasalarıyla doğrudan ilişkiye geçmesinin önünü açmıştır. Artan rekabet karşısında, uyum yeteneği yüksek KOBİ’lerin, küçük ve orta boy kentlerin ve buralarda oluşan yeni sanayi odaklarının öne çıkması kaçınılmaz hale gelmiştir. Yerel potansiyellerini iyi kullanarak göreli üstünlük taşıdıkları sektörlerde uzmanlaşma becerisini gösteren yöreler, önemli bir rekabet  avantajı elde etmişlerdir.

Bunun çeşitli ülkelerde başarıyla denenmiş örnekleri mevcuttur. Bugün de burada, bu örneklerin ilkini temsilen iki konuğumuz bulunuyor. Fransa’nın ünlü Alsace bölgesinden, Alsace Development International’ın Başkanı Bernard Higel ve Proje Yöneticisi Olivier Eck. Kendilerine, buradan bir kez daha hoş geldiniz diyor, davetimizi kabul ettikleri için teşekkür ediyoruz.

Fransa Alsace Bölgesi Kalkınma Ajansı 2.Dünya Savaşından sonra Fransa’daki Alsace Bölgesi’nin ekonomisini yeniden canlandırmak amacıyla 1950 yılında kurulmuş olup Fransa’nın ve Avrupa’nın, muhtemelen de dünyanın ilk kalkınma ajansıdır. 55 yıllık tarihinde, dünya ekonomisine yön veren 1200’den fazla yabancı sermayeli şirketi bölgeye çekmeyi başarmıştır. Başlıca amacı, yabancı şirketlerin Avrupa’daki operasyonları için Alsace Bölgesi ve Strasbourg civarını cazip hale getirmek, uluslararası yatırım ve ortaklıkları geliştirerek yerel ekonomiyi desteklemektir. Çok büyük firmalar da olmasına rağmen, bölgede sanayi yatırımlarının %85’i küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Sanayi yatırımlarının %55i yabancı sermaye kökenlidir.

Alsace Bölgesi Kalkınma Ajansı, Türkiye’deki gelişmeleri ve potansiyeli fark ederek Eylül 2003’te Türkiye ofisini açmıştır. Böylelikle Türkiye’de ilk defa bir bölge temsil edilmektedir. Ajans ayrıca Ege Bölgesi Ekonomiyi Geliştirme Vakfı ile de bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma uyarınca Ege’de etkin bir kalkınma ajansının kurumsal yapısı oluşturulur, karşılıklı ticaret, yatırım fırsatı ve küresel gelişmeler konusunda bilgi alış verişi yapılırken, yeni şirketlerin uluslararası yatırım projelerini öncelikle karşı tarafın bölgesine yönlendirmek, karşı taraftan gelen yatırım projesini öncelikle desteklemek üzerinde görüş birliği sağlandı.

Alsace örneğinin hepimiz için yol gösterici olacağına inanıyoruz. Değerli konuklar,

Adı “bölgesel kalkınma” olsa da mesele şu veya bu bölgenin meselesi değildir. Mesele Türkiye’nin kalkınma hamlesine mevcut global şartlara uygun yeni bir şekil verilmesi meselesidir. Bu bakımdan, rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Bölgesel kalkınma ulusal bir meseledir.

Bölgesel Kalkınma Ajansları’nın Türkiye’de faaliyet göstermeye başlamasıyla birlikte, yalnızca bölge ekonomileri değil, bölgelerdeki gelişme sayesinde Türkiye ekonomisi kazanç sağlayacak, dengeli ve sürdürülebilir büyüme yönünde önemli adımlar atacaktır. Dileğimiz bu doğru kavrayış biçiminin ülke çapında yaygınlaşmasıdır.

Bugüne kadar pek çok kez vurguladığımız gibi, bölgesel kalkınma ajanslarının kendilerinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilmesi için, iş dünyasının gönüllü örgütleriyle iç içe çalışması gerekmektedir. Türkiye’nin en büyük gönüllü iş dünyası örgütü TÜRKONFED’i kuran federasyonların üyesi derneklerin, kalkınma ajanslarının yönetim kurullarında yer alması ajansların etkinliğini artıracak, bu ajansların ruhuna uygun bir sivil toplum katkısı getirecektir. Bunu sağlayacak birçok formül üretilebilir. TÜRKONFED olarak, yasa taslağında bu opsiyona yer verilmesi ve seçimin ilgili valilerin yetkisine bırakılması formülüne de sıcak baktığımızı bu vesile ile söylemekte yarar görüyorum.

TÜRKONFED’in girişimiyle kamuoyu önünde ayrıntılarıyla ilk kez tartışılacak olan bu konunun, ülkemiz kalkınmasına arzu ettiğimiz katkıyı gerçekleştirmesi dileğiyle hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Paylaş: