Süleyman Onatça, İzmir İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi'nde Konuştu

Süleyman Onatça, İzmir İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi'nde Konuştu
TÜRKONDED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça,  İzmir İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi'nde bir konuşma gerçekleştirdi.
 
 
Konuşmanın tam metnine bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
 

Değerli Büyükşehir Belediye Başkanı,

Değerli Başkanlar,

Saygıdeğer Konuklar,

Hepinizi TÜRKONFED ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Gündemin çok sık değiştiği, olayların çok çabuk unutulduğu, önceliklerin neredeyse anlık değişim gösterdiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Öncelikle, üye derneğimiz İZSİAD’ı kutluyorum. Çok önemli bir konuyu unutmadıkları ve gündeme taşıdıkları için teşekkür ediyorum.

‘İş sağlığı ve güvenliği’ konusu, toplu kayıpların verilmesi sonrasında gündeme getirilecek ve sonrasında rafa kaldırılacak bir konu değildir.

Değerli Arkadaşlar,

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu olarak, Türkiye’nin bağımsız, tarafsız, gönüllü sivil toplum örgütlerinden biri olarak, çatımız altında toplanan 18 bölgesel ve 3 sektörel federasyona bağlı 146 dernek ile ülkemizin dört bir yanındaki iş insanlarını temsil ediyoruz. Bu kapsamda kurucu derneklerimizden İZSİAD’ın bu etkinliğinde sizlerle hitap etmek ayrı bir memnuniyet. 

Değerli Arkadaşlar,

Değil dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi, ilk 3’üne girmiş olsak bile iş kazalarındaki bu tablomuzla asla gelişmiş ülke olamayız. Yaşadığımız son olaylar iş güvenliği ve sağlığı konusunda bir sistem değişikliğine gitmemiz gerektiğini gösteriyor.

Yani, gelişmiş ülkelerin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatlarını tercüme edip yasalaştırmak yetmiyor.

Yani, yönetmelikler, prosedürler, denetleme, cezalar sorunun çözümü için yeterli olmuyor.

Buraya gelmeden bir müteahhit arkadaşımdan dinledim. İnşaatta çalışan işçilerin iş güvenliği kurallarına uymakta isteksiz davrandıklarını, her türlü uyarıya rağmen kasksız, kemersiz çalışmayı yeğlediklerini söyledi. Arkadaşımın anlattığı şöyle; “Firma yetkililerimden yönetmeliklerde olduğu gibi çalışanlarından, iş güvenliği kurallarına uyacaklarına dair taahhütname almalarını istemiş. Çalışanların hepsi sayfalar dolusu güvenlik tedbirine uyacağına dair imza atmış. Gelin görün ki imza atanlardan birçoğunun okuma yazması bile olmadığını sonradan öğrenmiş”.

Değerli Arkadaşlar,

Türkiye’de birçok sorunun çözülemiyor olmasında eğitim alanındaki yetersizliğimiz var. Her fırsatta söylüyoruz: Türkiye, 6,5 yıllık eğitim ortalamasıyla nasıl katma değeri yüksek üretim yapacak?

Hangi inovasyonları gerçekleştirecek? Nasıl marka yaratacak? Ve iş güvenliği konusunu nasıl özümseyecek?

Birçok konuda olduğu gibi iş güvenliği ve sağlığı alanında da ilgili tüm tarafların samimiyetine ihtiyaç var. Kamu, işveren, sendikalar, meslek odaları, STK’lar, bu yönde bilim üreten üniversiteler, eğitim kurumlarının ve en önemlisi iş görenlerin, yani çalışanların konuya samimiyetle yaklaşmaları en önemli adımı oluşturuyor.

Biz iş dünyası STK’ları olarak yeni dönemde bilinçlendirmeye yönelik faaliyetlerimizi hızlandırmak zorundayız. İş güvenliği konusunda bir toplumsal bilinç oluşturmak için daha çok toplantı, seminer düzenlemeli, çalıştaylar yapmalıyız. Özellikle KOBİ’lerimizin bu yönde bilgi eksiklikleri var. Onlara ulaşmak ve bu konunun önemini izah etmek zorundayız. 

Nitekim biz de bir iş insanı örgütü olarak bu konuda bir çalışma grubu kurduk.  TÜRKONFED olarak işverenlerin eğitilmesine olanak sağlayacak bir model üzerinde uğraşıyoruz. İşveren olarak, üretirken bir tek can kaybına bile artık tahammülümüz yok. Anadolu’nun her yerine ulaşıp bu konunun önemini anlatmayı ve bu yönde uzmanların katıldığı seminerler hazırlamayı düşünüyoruz.

İş sağlığı ve güvenliği konusunda hükümetten de beklentilerimiz yüksek.  Bu zamana kadar bu konuda AB’ye uyum kapsamında önemli adımlar atıldığının farkındayız. Ancak hâlâ atılması gereken adımlar olduğu ortada. 62. Hükümet Programı’nda bu eksikliklerin giderileceğine dair müjdeli haberler var.

Maden kazasında altını çizdiğimiz ve bir an önce onay işlemlerinin tamamlanmasını dilediğimiz 176 sayılı sözleşmenin ve inşaatlar için 167 sayılı ILO sözleşmenin programda yer alması bu kapsamda oldukça sevindirici. Ancak yeterli değil. Denetimlerin de AB standartlarında olması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu konuda herkes elini taşın altına koymalı ve görülen yanlışları düzeltmek için elinden geleni yapmalıdır.

Bu zirvenin amacına ulaşacağına inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Paylaş: