Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından “Dönüşüm Zamanı!” ana temasıyla düzenlenen 23. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, kamu, iş dünyası ve uluslararası alandan isimleri bir araya getirdi. Konuşmacılar, iş dünyasının pandemi sürecinin etkilerini azaltmak ve gelecek döneme odaklanmak için yeni nesil üretim, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüme yönelik çalışmalara hız vermesi gerektiğine vurgu yaptı.
İş Dünyası İçin Dönüşüm Zamanı Başladı !
27 Nisan 2021 / İstanbul – Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), tarafından düzenlenen 23. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, “Dönüşüm Zamanı!” ana temasıyla gerçekleşti. Yeni nesil üretim, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm konularının ele alındığı zirve, kamu, iş dünyası ve uluslararası alandan isimleri bir araya getirdi.
Orhan Turan: “Ekonomi politikamız büyümeye değil kalkınmaya odaklanmalı”
Zirvenin açılışını gerçekleştiren TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, ekonomik kalkınma için yeni bir kaldıraç arayışı yaşanan bir dönemden geçildiğini söyledi. Ekonomiler güven ve istikrar üstüne inşa edilirken, kalkınma için tek başına ekonomik faaliyetlerin yeterli görünmediğini vurgulayan Turan, “Yatırımcılar güven duydukları ülkelere doğru sermaye akışını sağlıyor. Güven duygusunun temel harcını ise demokrasi standartları belirliyor. Yüksek demokrasi standardı, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ile fikir ve ifade özgürlüğü gibi evrensel değerler, ekonomide güven ve istikrarın anahtarı olarak kabul ediliyor. Demokrasinin kurumsal ve zihniyet olarak güçlenmesi aynı zamanda yatırım, üretim, istihdam, ihracat, doğrudan yabancı sermaye ile toplumsal refah artışı anlamına da geliyor. Büyüme yerine kalkınmayı odağına alan ekonomi politikaları ile yatırım ortamını iyileştirmek ve güven iklimini yaratmak zorundayız. Bunun için güven veren bir para ve maliye politikasına, ekonominin yapısal dönüşümüne, demokratik reformlar ile hızlı aksiyonlara yani söylemden-eyleme geçmeye ihtiyacımız var. Son 300 yıldır dünya ekonomisinden aldığımız yüzde 0,7 ila 1,03 arasındaki payı artırmak, toplam faktör verimliliğine odaklanmak, katma değeri yüksek bir ekonomiye geçmek için ‘Orta Gelir, Orta Demokrasi ve Orta Eğitim’ tuzaklarından kurtulmalıyız” dedi.
Simone Kaslowski: “Para politikasında sürdürülebilir politikalara ihtiyacımız var”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, “Masada çözmemiz gereken bir enflasyon problemimiz var. Bu temel sorunu çözmek için para politikasının öngörülebilir olması, disiplinli ve şeffaf bir şekilde yönetilmesi ve Merkez Bankamızın enflasyon hedeflemesi konusunda her türlü aracı bağımsız bir şekilde kullanmasını bekliyoruz. Enflasyon ile mücadelede başarılı olmaz isek diğer makroekonomik sorunlarımızı da çözemeyiz. Bunu açık bir şekilde kabul edip bu yönde hareket etmek şart. Aksi durumda, orta-uzun dönemde büyümenin finansmanı için gerekli olan dış kaynak ihtiyacına ulaşmak mümkün olmayacak ve istihdam ve işsizlik sorunları daha da derinleşecektir” diye konuştu.
Kaslowski, sözlerine şöyle devam etti; “Ülkemizin her yıl 200 milyar dolara yakın, oldukça yüklü döviz ihtiyacı mevcut. Ekonomimize olan döviz akışını risk primini düşürerek kolaylaştırmamız gerekiyor. Bunun için de para politikasında sürdürülebilir politikalara ihtiyacımız var. Tek seferlik, sürdürülebilir olmayan rezerv harcaması gibi politikaların hiçbir yapısal sorunumuzu çözemediğini, aksine ülke ekonomisini dış şoklara daha da açık hale getirdiğini görmekteyiz. Önemli olan ülke risk primini düşürmektir. İktisadi politikalarda zaman zaman hatalar olabilir, istenmeyen sonuçlar görüldüğünde dönüşüme açık olunmalıdır. Bunun için öncelikle, iktisat politikalarından sorumlu her kurumun politika yapma gücünü geri kazandırmamız gerekiyor.
Geçtiğimiz yakın dönemde, sıkı para politikası ile kısa vadeli faizleri artırırken, risk primini nasıl düşürdüğümüzü ve aslında yatırım ortamının ihtiyacı olan orta ve uzun vadeli faizleri nasıl başarılı bir şekilde düşürebildiğimizi de gördük. Bunu yapabilirsek ekonomimizi tekrar yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelleri üstünde yükseltebiliriz.”
Alban Maggiar: KOBİ'ler için eşit şartlar sağlayacak bir iş yapma ortamı garanti edilmeli
TÜRKONFED’in de üyesi olduğu Avrupa KOBİ Birliği’nin (SMEunited) Başkanı Alban Maggiar, “Bu salgından sonra dijital ve yeşil geçişle mücadele etmek için KOBİ'lerin yatırım kapasitesi yeniden inşa edilmelidir. KOBİ'lerin gelişmesi için doğru ortamı oluşturmaya olanak tanıyan bir yasal çerçeve ve kolaylaştırıcı bir iş yapma ortamı gerekiyor. Ancak böylece KOBİ'ler için eşit şartlar sağlayacak bir iş yapma ortamı garanti edilerek, bu devasa dönüşümden doğan fırsatları yakalamaları sağlanabilir. "
Nikolaus Meyer-Landrut: “Hızlı ve esnek yapıları KOBİ’lere avantaj sağlıyor”
Türkiye’deki işletmelerin Yeşil Mutabakat vizyonuna ulaşmayı hedef olarak belirlemesinden mutluluk duyduğunu söyleyen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa’nın de bu geçiş sürecine önderlik etmeye hazır olduğunu ifade etti. Pandeminin özel sektörü istihdam ve tedarik anlamında ciddi ölçüde etkilediğini belirten Nikolaus Meyer-Landrut, şöyle devam etti. “Özellikle KOBİ’ler, kaynakları limitli olduğu için bu süreçten daha fazla etkilendi. Ancak artık değişim treni istasyondan çıktı ve hedefe ulaşmak için güçlü bir motora ihtiyacımız var. KOBİ’ler her ne kadar hassas bir yapıya sahip olsalar da hızlı ve esnek yapıları sayesinde inovatif çözümler oluşturabilir, sürdürülebilir ekonomi hedefi doğrultusunda adım atabilirler.”
İş dünyasının liderleri “Yeni Nesil Üretim”i konuştu
TÜRKONFED 23. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nin “Yeni Nesil Üretim” temalı ilk paneli, Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde düzenlendi. Panelde iş dünyasının liderleri, yeni nesil üretimin faaliyet gösterdikleri sektörlere etkisini ve bu alandaki yeni yaklaşımları masaya yatırdı.
Yeşil mutabakat çerçevesinde Avrupa ile ticaret yapma şartlarının yeniden şekilleneceğini söyleyen KOTON Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz, karbon düzenlemesine yönelik düzenlemelerden en çok etkilenecek sektörlerden birinin, yüksek karbon emisyonuna neden olan tekstil sektörü olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bununla birlikte doğa dostu teknolojileri kullanmaya en hazır sektör de döngüsel ekonomiye en uygun sektör de tekstil sektörü. Sektörümüzde bu konuda önemli adımlar atılıyor. . Biz de Koton olarak hazırladığımız doğa dostu koleksiyonlar ile sürece katkı sunuyoruz. Bu kapsamdaki en önemli konulardan biri de 2025 yılı itibarıyla AB ülkelerinde zorunlu olacak tekstil atığının ayrıştırılmasına yönelik çalışmalara ülkemizde de bir an önce başlamak” dedi.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında büyük bir potansiyel taşıdığına dikkat çeken FİBA Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ise, “Ülkemizde inanılmaz bir rüzgar koridoru ve güneş ışınımı var. Bu potansiyeli hukuki bir altyapıyla birlikte değerlendirdiğimiz takdirde Türk müteşebbisler yenilenebilir enerji alanında çok daha büyük bir kapasite ortaya koymaya başlayacak. Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki en büyük oyuncularından biri olarak biz de geçen yıl Van’da ülkemizin en doğusunda ve en yüksek rakımında konumlanan rüzgar enerji santrali kurduk” dedi. Düşük karbon emisyonunun ana gündem maddelerinden biri olması gerektiğinin altını çizen Özyeğin, iş dünyasının Yeşil Mutabakat çerçevesinde sunulan imkanlara kavuşması için fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, tarıma dayalı sanayide kaynakların sürdürülebilirliği için döngüsel modellerin uygulanması gerektiğini söylerken, “Sanayide Endüstri 4.0 seviyesine çıkmamız, otomasyon uygulamalarını, birbiriyle konuşabilen üretim hatlarını devreye almamız gereken bir dönemdeyiz. Dünya Endüstri 5.0’a ilerlerken biz de bu vizyon doğrultusunda yol almaya mecburuz” diye konuştu. Yılmaz, üretimde insansız teknolojiye doğru ilerlerken, insanın yaratıcılığını kaybetmek istemediklerinin de altını çizdi. Pandemi sürecinin gıda güvenliğinin önemini gösterdiğine de değinen Muharrem Yılmaz, “Bir yandan kıt kaynaklarla üretirken diğer yandan da tüketici tarafında gıda güvenirliğini sağlamalıyız” dedi.
Zirvenin ikinci bölümünde ikiz dönüşüm ele alındı
23. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nin ikinci bölümünde, ikiz dönüşüm olarak adlandırılan “Yeşil Dönüşüm” ve “Dijital Dönüşüm” temalarının ele alındığı birer panel düzenlendi. Bu bölümde, TÜRKONFED tarafından hazırlanan “Avrupa Yeşil Mutabakatı ve KOBİ’ler” raporu da kamuoyuyla paylaşıldı.