Biyobenzer İlaçlar ve Patent Tecavüzü Karinesi

Biyobenzer İlaçlar ve Patent Tecavüzü Karinesi

Jeneriklere karşı patent haklarının ileri sürülmesi için açılabilecek davaların öncesinde patent hakkı sahibi esasen karanlıkta ilerler. Çünkü özellikle jenerik ilacın kısa ürün bilgisinin henüz yayınlanmadığı veya patentin ihlal edilip edilmediğinin kısa ürün bilgisinde yer alan sınırlı bilgilerle anlaşılamadığı durumlarda, jeneriğe ait ruhsat dosyasının ilgili kısımlarının incelenmesi ile patentin ihlal edilip edilmediğinin değerlendirilmesi gerekir ki bu da ancak bir mahkeme kararı ile mümkündür. Mahkemeyi böyle bir incelemenin gerekli ve makul olduğuna ikna eden en önemli unsur ise patentin ihlalinin kuvvetle muhtemel olduğu olgusu bir diğer deyişle tecavüz karinesidir.

Ruhsatlandırma yönetmeliğinin kısaltılmış ruhsat başvurusunu düzenleyen ilgili hükümleri uyarınca bir jenerik ürünün veri imtiyazı süresi dolmuş bir orijinal ürüne ait ruhsat dosyasını referans göstererek ve referans ürün ile temelde benzer olduğunu iddia ve ispat ederek kısaltılmış ruhsat alması mümkündür. Esasen yukarıda bahsedilen tecavüz karinesi de tam olarak buradan doğmaktadır. Zira orjinal ürünün formülasyon, üretim usulü, endikasyon ve benzeri özelliklerinin patent ile korunduğu hallerde tüm bu unsurlar bakımından orjinal ürün ile temelde benzer olduğunu iddia ve ispat eden jenerik ürünün, bu patent(ler)i ihlal etmesi de kuvvetle muhtemel kabul edilir. Bu kabulden yola çıkan mahkemeler patent sahibinin haklarının olası bir ihlal durumuyla karşı karşıya olup olmadığını anlamak için jenerik ürüne ait ruhsat dosyasının ilgili kısımlarını bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceler ve değerlendirir.

Jenerik ürünler bakımından kabul gören bu tecavüz karinesinin temelinde jenerik ürünün orijinal ürün ile temelde benzer olmasının yattığı düşünüldüğünde, biyobenzer ürün bakımından bu tür bir tecavüz karinesinin işletilip işletilemeyeceği ve işletilecek ise hangi dayanakların kullanılacağı sorusu akla gelmektedir.

Nitekim biyobenzer ürün pazarı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hızla büyümektedir ve biyolojik ürünleri koruyan patentlerin ihlal edilmesi tehlikesi artmaktadır.

Biyolojik ürünlerin ruhsatlandırılması ile ilgili düzenlemeler Türkiye'de Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (“TİTCK”) tarafından çıkarılmış olan Biyobenzer Tıbbi Ürünler Hakkında Klavuzda (“Klavuz”) yer almaktadır.

Söz konusu Klavuzun, AB’deki eş düzenleme olan “EU Guideline on Similar Biological Medicinal Products”’ın bir yansıması olduğunu ve esasen çok benzer hükümler içerdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Klavuzda, biyobenzer tıbbi ürün “Ruhsatlı bir biyolojik referans tıbbi ürüne yüksek düzeyde benzerlik gösteren beşeri tıbbi ürün” şeklinde tanımlanmıştır. Görülmektedir ki düzenleyicinin jenerik ürünler için getirmiş olduğu temelde benzer olma çıtası biyobenzer ürünler için yükseltilmiş ve yüksek düzeyde benzer olma şartı getirilmiştir. Bunun dışında Klavuz biyobenzer tıbbi ürünün etkin maddesinin biyolojik referans tıbbi ürünün etkin maddesine moleküler ve biyolojik bakımdan yüksek düzeyde benzer olmasını da zorunlu kılmaktadır. Pozoloji ve uygulama yolu bakımından ise Klavuzda biyobenzer ürünün biyolojik referans tıbbi ürün ile aynı pozoloji ve uygulama yolunu haiz olması şart koşulmuştur. Yine, biyobenzer tıbbi ürünün farmasotik formu, formülasyonu, yardımcı maddeleri veya farmasotik formunun sunum şeklinin ilke olarak biyolojik referans tıbbi ürün ile aynı olması beklenmektedir ancak bu beklenti karşılanmıyor ve birtakım farklılıklar söz konusu oluyor ise biyobenzer tıbbi üründen ilgili farklılıkları ek veriler ile gerekçelendirmesi beklenmektedir zira bu alanlardaki farklılıkların güvenlik riski yaratma olasılığı olduğu gözetilmektedir.

Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde biyolojik referans tıbbi ürünün etkin madde, pozoloji, uygulama yolu, farmasötik form, formülasyon, farmasötik formun sunum şekli ile ilgili inovatif unsurlarının Patent ile korunuyor olması halinde, biyolojik referans tıbbi ürün ile yüksek derecede benzer olduğunu iddia ve ispat ederek ruhsat alacak biyobenzer ürün bakımından patent ihlalinin kuvvetle muhtemel olduğu yani tecavüz karinesinin var olduğu söylenebilecektir.

Hiç şüphe yoktur ki jenerik ve orijinal ürün arasında geçen patent savaşlarından alışık olduğumuz bir takım savunma yolları biyobenzer tıbbi ürün üreticileri tarafından da kullanılacaktır. Bu yollardan en sık kullanılanı ve en iyi bilineni patent ile korunan pozoloji, dozaj rejimi, endikasyon gibi özelliklere biyobenzer tıbbi ürünün kısa ürün bilgisi dökümanında yer verilmemesidir.

Nitekim, Avrupa İlaç Kurumu’nun resmi internet sitesinde yer verdiği düzenlemesi uyarınca biyobenzer ilaç için yapılan ruhsat başvurularında, patentli endikasyonla doğrudan ilgili bilgiler, kısa ürün bilgisi dokümanının 4.1 terapötik endikasyonlar, 4.2 dozaj ve uygulama yöntemi ve 5.1 farmakodinamik özellikler bölümlerinden silinebilir.

Her ne kadar Klavuz veya TİTCK , Avrupa İlaç Kurumu’nunki kadar açık bir düzenleme ile bu konuyu ele almamış ise de, uzun yıllardan beri geçerli olan oturmuş uygulama uyarınca kısaltılmış ruhsat başvurusu yolu ile ruhsat alan jenerik ürünlerin, orjinal ürünün patentle korunan endikasyon, dozaj rejimi, farmasötik form ve benzeri hususlardaki bilgilere kısa ürün bilgisi dokümanında yer vermemelerine müsaade edildiği bilinmektedir. TİTCK’nın bu uygulamasının biyobenzer ürünler bakımından da geçerli olacağı açıktır.

Ancak Türkiye pazarı için bilinmesi gereken bir diğer konu ise mahkemelerin bakış açısına göre patentli endikasyonun, dozaj rejiminin ve benzeri bilginin kısa ürün bilgisi dökümanından çıkartılmış olmasının tek başına patent ihlali veya tecavüz karinesi olasılığını ortadan kaldırmaya yetmediğidir.

Orijinal ürünü koruyan patentin sahibi gibi biyolojik referans tıbbi ürünü koruyan patent sahibi firmada patent ile korunan ürün özelliklerinin kısa ürün bilgisi dökümanından çıkarılmış olmasına rağmen, biyobenzer ürünün patentli alanlarda kullanılmasının kaçınılmaz olduğunu gösteren delilleri sunarak tecavüz karinesini gösterebilir ve biyobenzer ürünün pazara çıkmasını engelleyebilir.

Her ne kadar Türkiye’de bugüne dek biyolojik referans tıbbi ürüne ait patent(ler)in mahkeme yolu ile ileri sürülerek biyobenzer ürünün pazar dışına çıkartılması örneği bulunmasa da yakın gelecekte koruma süreleri dolacak patentler ve biyolojik/biyobenzer ürünlerin milyarlık pazar payı düşünülürse biyolojik referans tıbbi ürünler ile biyobenzerler arasındaki patent savaşlarının yakın zamanda başlayacağı ve oldukça sert geçeceği aşikardır. Ancak avantajın kimde olacağını sadece tarafların “yaratıcı” çözümleri değil; idari otoritenin güvenlilik ve etkililik kriterlerinden ne beklediği ve elbette mahkemelerin bakış açıları da belirleyecektir.



-----

Patent ve Faydalı Modeller

Aysel Korkmaz YatkınSelin Sinem ErciyasZeynep Çağla Üstün


Paylaş: