Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) üçüncü Olağan Genel Kurulu’nda, iki yıllığına görev yapacak olan yeni yönetim kurulu belirlendi. Genel Kurul sonrası yapılan Yönetim Kurulu’nda Celal Beysel başkanlığa getirilirken, Bülent Akgerman, Şeyhmus Akbaş, Mehmet Ali Kasalı ve Süleyman Onatça başkan yardımcılığına, Aynur Bektaş saymanlığa, Velit Günay, Serhas Bekişoğlu, Oğuz Tezmen ve Erdem Çenesiz de üyeliğe seçildi.

Genel Kurul’da bir konuşma yapan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel, Türkiye’nin sapla samanın karıştığı bir dönemden geçtiğini söyleyerek, böylesi dönemlerde insanların kendilerini konumlandırdıkları noktada sapasağlam durmalarının her zamankinden daha önemli olduğunu söyledi. Beysel sözlerini şöyle sürdürdü.

“Türkiye’nin geçirdiği bu dönemde, birlikte düşünülmesi gereken kavramlar sanki karşıtmışlar gibi alternatif olarak ya da öncelik meselesi olarak sunuluyor. Oysa ne demokrasi ne de laiklik, herhangi bir Türk vatandaşının öncelik vermekten vazgeçebileceği konulardır. Her ikisini de aynı oranda hak ediyoruz ve sonuna kadar da sahip çıkacağız.”

Türkiye’nin farklı kentlerinde gerçekleştirilen Cumhuriyet mitinglerini de değerlendiren Celal Beysel, bu eylemlerin çağdaş demokrasinin belirtileri olduğunu, ancak mitinglerde yer alan AB karşıtı söylemlere karşı olduklarını belirtti. Beysel, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin sağlanması doğrultusunda gerçekleştirilen tüm uyum reformlarını TÜRKONFED olarak desteklediklerini vurguladı. Beysel konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu reformlar ve siyası istikrar sayesinde Türkiye son yıllarda önemli ekonomik gelişmeler gösterdi. Enflasyon, büyüme hızı, kişi başına milli gelir gibi makro göstergeler daha önce görmediğimiz oranlarda iyileşme içine girdi. Büyüme hızında son zamanlarda görülen yavaşlamanın, enflasyon ve faizlerin beklenenden yüksek gerçekleşmesinin mali disiplinde gevşeme olduğu döneme denk gelmesi tesadüfi değildir. Yeni dönemde işbaşına gelecek olan hükümetin, bu mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmesi gerekecektir. Hiç kuşkusuz bu yeterli olmayacak, reformların tamamlanması ve özellikle tabanda etkisi hissedilecek şekilde derinleştirilmesi de zorunlu olacaktır. “