TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça'nın MESİAD Ödül Töreni Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça'nın MESİAD Ödül Töreni Konuşması

TÜRKONFED adına hepinizi saygıyla selamlıyor, hoş geldiniz diyorum.

Evim Mersin’de, MESİAD’ın ev sahipliğinde düzenlenen bu önemli ödül törenine  katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. ‘Mersin benim evim’ diyorum çünkü ben başta MESİAD olmak üzere Adana’da bulunan diğer SİAD’lar sayesinde on yıldan beri memleketimi soranlara ‘kah Mersinli kah Adanalıyım’ diyorum. Bu birliktelikten de büyük onur duyuyorum.

Değerli dostlar,

SİAD’ların birlikteliği deyip geçmeyin. Biz iş dünyası SİAD’ları son on yılda adeta bir anlayışın değişmesine öncülük ettik. Kamu yatırımları konusunda birbiriyle adeta kavga eden, olaysız futbol müsabakası yapamayan Adana ve Mersin bugün ortak temel atma törenleri düzenleyebiliyor, birbirlerinin takımları için tezahürat yapabiliyorsa bunda iki kentin işadamlarının ve iş dünyası STK’larının önemli payı olduğunu düşünüyorum.

Değerli dostlar,

Son yıllarda Mersin’de yaşanan gelişmeleri sevinç ve gururla izliyoruz. 20 yıl önce Akdeniz Oyunları’nın burada yapılacağı söylense bu salonda bulunanlardan acaba kaçımız buna inanırdı? Bugün uluslararası standartlarda spor komplekslerine sahip olan Mersin, özel sektörüyle de göz kamaştırıyor. Neredeyse dünyanın her kentine ihracat gerçekleştiren kent, tarımda, lojistikte sağladığı başarıyı turizmle taçlandırmaya hazırlanıyor.

Mersin’in hızlı bir büyüme sürecine girdiğini sevinerek görüyoruz. Ben Mersin’in bu  ivmesine lokomotif olan başta Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan olmak üzere kentlerine sahip çıkan yerel yöneticilerimize, meslek odası başkanlarımıza ve fikir ve projeleriyle Mersin’i dünya kenti olmaya hazırlayan MESİAD’a teşekkürlerimi sunuyorum.

Yapılan çok güzel işler var. Yeterli mi? Elbette değil… Mersin’in bunlardan daha iyisini yapmaya potansiyeli ve daha önemlisi birçoğu bugün burada olan birçok girişimcisi var.

Çukurova ve özellikle Mersin, her geçen gün daha önemli bir marka değeri haline geliyor. Sayın Başbakanımızın yarın Akdeniz Oyunları çerçevesinde açılışını gerçekleştireceği tesisler, geçen hafta temelini attığımız Çukurova Havaalanı, Tarsus Kazanlı Projesi Mersin’i geleceğe taşıyacak önemli adımlardan sadece birkaçı… Marka olmanın zorluğunu en iyi biz işadamları biliriz. Bir kentin marka olma süreci de zorlu bir yoldur.

Elbette tüm bu marka olma süreci kolay değil. Zaman, emek ve birikim ister, değişimi yönetebilmeyi gerektirir. Ancak başardığımız takdirde uluslararası arenada dünya devleri ile yarışabiliriz.

Hatırlarsanız, Aralık ayında TÜRKONFED olarak yaptığımız “Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye?” raporu, bu yarışta kat etmemiz gereken uzun bir yol olduğunu ortaya koymaktaydı. Bulgularımıza göre, Mersin ve Adana, maalesef 40 ilimiz ile birlikte orta gelir tuzağına saplanmış durumda. Şehirlerinizin bu tuzaktan çıkması için katma değeri yüksek üretime ve dünya pazarlarında daha görünür olma gibi hedefleri olmalı.

“Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış” raporumuzun 2’nci cildi için çalışmalarımız devam ediyor. Orta gelir tuzağı riskini aşmak için çözüm önerileri geliştiriyoruz. Bu önerilerimizi önümüzdeki aylarda sizlerle paylaşacağız. O zaman, ekonomide lig atlamanın ve uluslararası arenalarda etkili bir şekilde varlık göstermenin yollarını daha net bir şekilde görebileceğiz.

Değerli Misafirler,

İzninizle biraz da ülke ekonomisi ile ilgili birkaç söz söylemek isterim. Ülkemizin AB müzakere süreci kapsamında gelecek günlerde açılacak olan “Bölgesel Politikalar ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” faslının bu anlamda çok önemli olduğunu vurgulamak isterim. Avrupa Birliği üye ülkeleri arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklar ve ülkelerin kendi  bölgeleri arasındaki dengesizliklerin azaltılması ile sosyo-ekonomik entegrasyon ve uyumu sağlamak için geliştirilen “Bölgesel Politika” ülkemizde bölgesel kalkınmanın yaygınlaşmasında önemli bir yapı taşı olacaktır.

Dikkat çekmek istediğim bir başka konu ise, müzakereleri başlatma kararı alınan ABD ile AB arasındaki “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması” dır. Bu anlaşma AB ve ABD arasında bir ekonomik anlaşma olmanın ötesine geçerek dünya dengeleri üzerinde etkili olacaktır. Bu konunun, Türk özel sektörü için büyük önem taşıdığının özellikle altını çizmek isterim. Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın da gündemindeki bu konu ülkemiz geleceği adına hayli önemlidir.

Türkiye’nin bu anlaşma konusunda tek başına yapabilecekleri kısıtlıdır. Serbest ticaret anlaşmasını yapan Avrupa Birliği’nin üyesi olmadığımız için müzakereler kapsamında Türkiye anlaşma masasında yer alamıyor.

Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Türkiye, AB ve ABD’ye yaptığı ihracatta rekabet avantajını yitirebileceği gibi, ticaret sapması riskini de yaşayabilir.

Ülkemizin anlaşmada yer alması iki şekilde mümkündür: Birinci  yol,  AB’nin  Türkiye’yi kendi yanında müzakere sürecine dahil etmesidir ki, bu yol zor gözükmektedir. İkincisi ise; Türkiye’nin ABD ile ayrı bir serbest ticaret anlaşması yapmasıdır. Bu durumun Türkiye’nin ekonomik çıkarları açısından daha doğru ve daha çabuk olacağı kanaatini taşıyoruz. TÜRKONFED olarak, AB ve ABD’deki muadil örgütler nezdinde lobi yaparak Türkiye’nin anlaşmaya taraf olması için elimizden geldiğince çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Her fırsatta Türkiye ekonomisinin yeni bir sıçramaya ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Türkiye ancak, sürdürülebilir hızlı büyüme oranlarını yeniden yakalayarak işsizlik, bölgesel eşitsizlik gibi sosyo-ekonomik sorunların üstesinden gelebilir. Büyümenin hızlanmasının yolu ise, demokratik standartların geliştirilmesi ve çözüm sürecinin tamamlanarak kalıcı bir barış ve istikrar ortamının tesis edilmesidir Unutmayalım, orta derecede bir demokrasi ile orta gelir seviyesinde bir ülke olunur. Yüksek gelir seviyesinde bir ülke olacaksak bunun yolu yüksek demokratik standartlardan geçer. Bu çerçevede, Gezi Parkı’nda yapılması planlanan düzenlemelere protesto ile başlayan olayların yarattığı tehditten gerekli dersleri çıkartabilirsek, ülkemizde demokratik standartların yükseleceği yeni bir dönemi başlatabiliriz.

İleride Türkiye tarihini yazacak olanlar, bu dönemi ‘Gezi Parkı olayları öncesi ve sonrası’ olarak ikiye ayıracak. Bu yeni dönem, ya 1990’lardan çok tanıdık olduğumuz bir siyasi ve ekonomik istikrarsızlık döneminin tekrarı olacak, ya da yüksek gelirli ileri demokrasi dönemi olacak. Tarihi şimdi bizler şekillendiriyoruz. Aydınlık ve karanlığı ayıran çizgiyi aşacak olan bizleriz. İktidarı ve muhalefetiyle, iş dünyası ve işçi sendikalarıyla, gençlik hareketi ve tüm STK’larıyla ülkemizi aydınlık bir geleceğe çıkartmak hepimizin müşterek sorumluluğudur.

Biz de TÜRKONFED olarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki federasyon ve derneklerin desteğiyle demokratik ve kalkınmış bir ülke olma yolunda tüm gücümüzü seferber etmeye devam edecek ve bu açılan yolda kararlı adımlarla ilerleyeceğiz.

Değerli MESİAD Ailesi,

MESİAD liderliğinde, 9’uncusu düzenlenen “İş ve Meslek Ödülleri” töreninde, bir sivil toplum örgütü olarak, farklı dallarda ödüller vererek iş dünyasını ve girişimciliği desteklediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Kentimize büyük katkı sağladığınıza inanıyorum. Böyle bir organizasyonu her yıl başarıyla yürüttükleri için, değerli başkanımız Sayın Ahmet Akkurt nezdinde tüm MESİAD yönetimini ve üyelerini tebrik ediyorum. Çünkü bu kentte iyi yapılan her şeyin alkışa ve ödüllendirilmeye de ihtiyacı var.

Değerli Konuklar,

Bugün burada ödül hak etmiş herkese kentimiz Mersin ve Çukurova adına şükranlarımı sunuyorum. Eminim ödülü kıl payı kaçırmış yüzlerce firmamız da var. Onları da kutlamamız gerektiğini düşünüyorum.

Tüm ödül alacak arkadaşlarıma ‘iyi ki varsınız’ diyorum. Bu organizasyonda emeği geçen  tüm arkadaşlara, sponsorlara ve siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum. MESİAD yönetimine özel bir teşekkürüm olacak. Bu yıl ödül kategorileri arasına ‘Kadın girişimci’ alanını da dahil ettiler. Bugün bu kategoride bir hanımefendiye ödülünü vereceğiz. Her yıl ödül töreninde eksik gördüğümü ifade ettiğim ‘Neden kadın girişimci ödülü yok’ sorusuna bugün uygulamalı bir cevap verdikleri için kendilerine kocaman bir teşekkür ediyorum.

Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Paylaş: